Lige verilen aradan yararlanarak, biraz da yaz aylarının rehaveti ile, geçtiğimiz hafta Referans gazetesinde yayınlanan köşe yazımı sizlerle paylaşmak istedim.
RTÜK 28 Ağustos tarihinde televizyon kanallarının spor müdürleri ile bir toplantı yaparak kanal yöneticilerini uyardı.Öncelikle RTÜK’ün spor programcılarını uyarmasını desteklediğimi belirtmeliyim Televizyonda izlediğimiz spor programlarının pek çoğunun kalitesinin oldukça düşük olduğu herkesin malumu. Pek çok spor programı ratinge oynadığından, sansasyon yaratabilecek yorumcuları ekrana çıkartıyorlar. Bu yorumcular izleyenleri ne kadar çok tahrik eder ve canlı yayın esnasında birbirleriyle ne kadar çok kavga ederlerse o kadar çok prim yapıyorlar. Hatta yayın esnasında kendini kaybedip, ağza alınmayacak küfürleri bile gayet sakin sarf edebiliyorlar. Turgay Şeren’in program esanasında Ali Sami Alkış’a sarf ettiği küfür internet sitelerinde yayınlanıyor. Bu küfürün bir iş kazası olduğunu kim iddia edebilir?
Peki RTÜK bugüne kadar neden bekledi? Yıllardır aynı düzeysiz spor programları yayınlanırken neden müdahale etmediler? Acaba RTÜK spor programlarının düzeysizliğini yeni mi fark etti? Bu soruların tek bir cevabı var: RTÜK her ne kadar aksini söylese de politik bir kurum. Erman Toroğlu’nun “Kodumu oturtan Genel Kurmay Başkanı” tarifi RTÜK’ü harekete geçirmiştir. Oysa aynı spor programlarında pek çok kulüp başkanı, yöneticisi, futbolcusu ve antrenörü hakkında geçmişte çok daha vahim sözler sarf edilmiş, insanların kişilik haklarına saldırılmıştır. RTÜK bu konuşmaları bugüne kadar görmezden gelmiştir. Erman Toroğlu Genel Kurmay Başkanı hakkında konuşmasa RTÜK’ün tavrında bir değişiklik olmayacak ve bizler de aynı düzeysiz programları izlemeye devam edecektik.
TRT SPOR HABERLERİ MÜDÜRÜ’NÜN GAFI
Zahid Akman , toplantı sonrası yaptığı basın açıklamasında çok önemli bir konuyu gündeme getiriyor. Spor programlarında sadece futbol programı klişesinin kaldırılması için genel yayın yönetmenlerine bazı önerilerde bulunduklarını belirten Akman, “ Futbol haricinde, gençlerimizin daha çok farklı sporla ilgilenmesi gerek. Spor denilince sadece futbol anlaşılmamalı. Biz RTÜK olarak spor yayıncılığında alternatif sporların tanıtımı için de elimizden geleni yapacağız” diyor.
TRT’nin tek başına yayın yaptığı, özel televizyonların olmadığı dönemde TRT ekranlarında sporun her çeşitini izleme imkanımız olurdu. TRT, basketboldan güreşe, buz pateninden jimnastiğe kadar her türlü spor müsabakasını yayınlar ve izleyiciyi eğitirdi. Özel TV kanallarının futbolmania akımına maalesef TRT de ayak uydurdu. Olimpiyatlar dışında TRT’de futboldan başka bir spor dalını seyretmeniz mümkün değil.
Toplantı ile ilgili haberi TRT 2 akşam haberlerinden izledim. Toplantıya Zahid Akman’la beraber katılan TRT Spor Haberleri Müdürü Tufan Turasan TRT kameralarına toplantıda alınan kararları anlatıyor ve şunları söylüyor; “Daha seviyeli, daha futbola dönük, futbolun daha yaygınlaştırılması, daha geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla programların seyredilir nitelikte olması...” diyor ve cümlesini bitiremeden haber kesiliyor. Belli ki haberi yapan muhabir de yaptığı gafın farkına varmış ve müdürünün daha fazla gaf yapmasına meydan vermemek için Tufan Bey daha cümlesini bitirmeden haberi kesmiş.
Tufan Bey belli ki toplantıda konuşulanları anlamamış. RTÜK’ün en başta TRT’yi uyarması gerekiyor. Ama TRT torpilli; Bugüne kadar en çok reklam ihlalini yapan TRT acaba RTÜK tarafından kaç kez uyarıldı?