Beşiktaş’ta Leasing Dönemi

0
477

SL 18. Hafta Beşiktaş 2 : 2 K. Erciyesspor 21.01.2006

Yönetime geldikleri günlerde “kasırga” gibi esen Demirören yönetimi transfer dönemine hızlı girmiş ve “tavsiye edilen” tüm futbolcuları almıştı. Birbuçuk yıllık iktidarları döneminde toplam yirmidört futbolcu ve dört teknik direktör transfer ettiler. Bu futbolcuların bir çoğunu da mevcut teknik direktörlere danışmadan aldılar.

Demirören yönetimi aynı süre içinde boş durmayıp, transfer ettiği futbolcular da dahil, toplam yirmi futbolcusunu yolladı. Deneme-yanılma yöntemi ile transfer yapan Demirören yönetiminde paralar suyunu çekince transfer politikası da değişime uğradı. Artık, futbolcu kiralama politikası uygulanıyor. Bu politika sadece günü kurtaramak için yapılıyor.  Gelecekte kulübü nasıl etkileyeceği ise hiç düşünülmüyor. Demirören yönetiminin tek düşündüğü konu Mart’taki Mali Kongre’ye “makul” bir borçla girebilmek.

Beşiktaş’ın kiraya verdiği dört yabancısı mevcut. Bunlar; Ailton, Youla, Pancu ve meşhur Juan Fran. Bu dört futbolcu sezon sonunda kendilerine kulüp bulamazlarsa Beşiktaş’ın yabancı transferini engelleyecekler. Demirören yönetimi de transfer konusunda taraftarın beklentilerini karşılamak için bu futbolcuların bonservislerini yok pahasına satmak zorunda kalacak.

Bu yöneticilerin arasında hiç mi ticaretten anlayan kimse yok? Acaba kendi şirketlerinin paralarını da böyle bonkörce harcayabiliyorlar mı?

DEMİRÖREN JUN’UN VİTRİNE ÇIKARDI

Kiralama döneminin son yıldızı ise Trabzonspor’dan kiralanan Tomas Jun oldu. Bu transferle ilgili iki önemli itirazım var: Birincisi, sezon sonunda her koşulda kazançlı çıkacak olan taraf Trabzonspor olacak. Jun başarılı olursa Trabzonspor bonservis bedelini yükseltecek ve Beşiktaş da istenilen yüksek bedeli ödeyecek. Şayet başarısız olursa, Trabzonspor boşuna maaş ödememiş olacak. Beşiktaş’ın bu işten çıkarı ne olacak? Koskoca bir hiç ! Sadece Jun’u vitrine çıkarmış olacak.

İkinci itirazım ise biraz duygusal. FB ve GS’nin gözden çıkarttığı oyuncuların transferinden yakınırken şimdi de Trabzonspor’da forma bulamayan bir oyuncunun transferini içime sindiremiyorum. Bu itirazımın, Jun’un futbolculuğu ya da kişiliği ile hiç alakası yok.  Rakiplerden oyuncu alınmasına da karşı değilim. Ancak Beşiktaş’a gelecek oyuncu rakiplerinin yolladığı değil, peşinde koştuğu futbolcular olmalıdır. Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’a transfer edildiğinde yaşadığım mutluluğu hiç unutamam. Çünkü hem FB hem de GS Ertuğrul’u transfer edebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı.

ELİMİZDEKİ DEĞERLERİ KORUYALIM

Demirören yönetiminin futbolcu transferinden sınıfta kaldığı ortada. Tek korkum bu telaş içinde elimizdeki değerleri de kaybetmek. Mevcut durumda özkaynak düzeninden yetişen bir sürü gencimiz deneyim kazanmak için kiraya verildiler. Bunların içinde; Sebatspor’da oynayan Serdar Özkan ve Adem Büyük, Kocaelispor’da oynayan İbrahim Kaş, Bursaspor’da oynayan Eser Yağmur ve Kayserspor’a giden Sezer Sezgin gibi çok yetenekli futbolcular var.

Bu çocukların pusuda bekleyen bir sürü talipleri var. Bu futbolculara sahip çıkamaz ve onları A takıma kazandıramazlarsa birgün gelir onları transfer etmek için milyon dolarları gözden çıkartırlar. Aynen Konyaspor’dan FB’ye transfer olan Zafer’de* olduğu gibi.

*Bu oyuncuyu Fikret Orman Beşiktaş’a geri kazandırmak için seçim öncesi anlaşma yapmış ve seçimi kaybettiğinde de parasını kendisi ödemek koşuluyla Demirören’e teklifte bulunmuştu. Demirören ise, “çok akıllı” danışmanlarının tavsiyelerini dikkate alarak,  bu transfere izin vermemişti.


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here