Yazımıza Cumartesi günü oynanan GS-BJK maçının yorumuyla başlayalım.Beşiktaş bu maçı kazanmak için hiç çaba sarf etmedi. Oynadığı futbol ile kazanması mümkün değildi. Galatasaray daha istekliydi, daha hırslıydı ve oyunun hakimiyetini 10 kişi kaldıklarında bile ellerinde tuttular. Kendilerini tebrik etmekten başka yapacak bir şey yok. Maçın teknik detayına girmek istemiyorum. Ama beni üzen şeyin yenilgi değil, kişiliksiz futbol olduğunu şöylemeden geçemeyeceğim.
Bu maçın sonucu bence daha hafta içinde belirlendi. Carew’in tedbirli olarak disiplin kuruluna yollanması, “derin” futbolun yöneticilerinin bu maçın sonucu ile ilgili beklentilerini ortaya koyuyordu. Bu sene ligin senaryosu böyle yazılmıştı: Her fırsatta Beşiktaş’a vurulacak, ve zirveden uzaklaştırılacaktı.
PFDK GÖREVİNİ YAPTI (!)
PFDK Pazartesi günü Sakarya maçındaki olayları görüşerek Beşiktaş’a bir maç seyircisiz oynama cezası veririken TV görüntülerine bakarak Carew’e de 3 maç oynamama cezası kesti. Aynı kurul GS maçındaki Song’un karate tekmesini de incelemeye almış. Sonucu merak ediyorum. Acaba kaç maç verecekler? Ama bu arada Necati’nin hedefe ulaşamayan tekmesinin ve Tomas’ın tükürüğünün yer aldığı TV görüntülerini dikkate alan yok. Çünkü bu görüntüler TV yorumcuları tarafından defalarca gösterilmedi. TV’de gösterilmeyen hareketlere ceza kesmek PFDK’nın görev tanımları arasında yer almıyor (!) Aslında PFDK da tribünlere oynuyor.
TV yorumcuları çok ince bir şekilde PFDK’yı yönlendiriyorlar. Yayınları boyunca kim tarafından çekildiği belli olmayan görüntüleri yayınlayıp bu görüntüler üzerinden ceza tayini yapıyorlar. PFDK ise “aman başımıza iş alırız” korkusuyla TV yorumcularının kestiği cezaları yasallaştırıyorlar. Necati ve Tomas’ın görüntülerini inceleyip ceza vermedikleri sürece PFDK, hakkında oluşan şüphelerden kurtulamaz.
GS AMİGOSU YAZARLAR VE ERGUN GÜRSOY
Maçtan hemen sonra Ergun Gürsoy hakem Fırat Aydınus’a ver yansın ediyor. Bütün takdir haklarını BJK dan yana kullanmış da, Necati’yi boşuna atmışmış. Elinsaf ! Bir yöneticinin gözleri bu kadar mı kör olur? Ergun Gürsoy’un yapmak istediği şey aslında ortada, tüm hakemlere kameralar önünde mesaj veriyor : “Sakın ola ki benim futbolcularıma bir daha kırmız kart göstermeyin” diyor. “Bizim lehimize düdük çalmazsanız sonunuz kötü olur” diyor. Ergun Gürsoy bu çıkışı ile GS’li spor yazarlarına da start veriyor: Saldırın !
Bütün GS’li spor yazarları hep bir ağızdan başlıyorlar Fırat Aydınus’a saldırmaya. Taraflı maç yönetmiş de, Necati’yi haksız yere atmış. Levent Tüzemen saldırılarını daha da ileri götürüp Ali Aydın hatırlatması yapıyor. “Bu şekilde hareket edersen seni de Ali Aydın gibi emekli ederiz”, demeye getiriyor.
Aslında Fırat Aydınus Necati’yi atmakta gecikti. Necati’nin hakemin elinden zorla şişeyi alıp atması suçun en alasıdır. Burada hakeme cebir kullanma vardır. Hakem bu hareketi doğrudan kırmızı kartla cezalandırmalıydı. Ama yapamadı. Trabzon – BJK maçında İ. Toraman hakemin omuzuna dokunduğundan dolayı doğrudan kırmızı kartla ihraç edilmişti. Ünlü TV yorumcularımız hakemi bu “cesaret”inden dolayı kutlamış ve hakeme yapılacak en ufak bir dokunmanın cezasının kırmızı kart olduğunu söylemişlerdi. Ama bu yorumcularımız ve GS’li amigo spor yazarları Necati’ye gösterilen sarı kartı bile çok görüyorlar.
GS, fubol “ilahlarınca” bu derece kollanırken Beşiktaş’a ve futbolcularına acımasızca ceza yağdırılıyor. Beşiktaş düşmanı yazar ve yorumcular bu kararlara alkış tutuyorlar. Peki Beşiktaş’lı spor yazarları ne yapıyor? Sadece susuyorlar. Köşelerinde bu konuyu dile getirenler o kadar az ki çoğunluk tek satır bile yazmıyor. Bu acizlik karşısında söylenecek tek şey var : Yazıklar olsun!
