<em>SL 25. Hafta Beşiktaş 1 : 0 Trabzonspor 19.03.2005</em>
Geçtiğimiz hafta BJK Yönetimi “ Küfüre Hayır” kampanyası başlattı. Kampanya medya nezdinde çok fazla itibar görmedi. Çünkü medya TFF’nun “Lütfen” kampanyasının hiç bir takım taraftarı üzerinde olumlu bir etki yaptığına şahit olmamıştı. BJK yönetiminin başlattığı bu kampanyanın da taraftarlarca benimsenip uygulanacağına hiç ihtimal vermiyordu. Dolayısıyla da kampanyaya fazlaca yer vermediler. Basit bir günlük haber ne kadar yayınlanırsa bu kampanya ile ilgili haber de o kadar yayınlandı. Ne kampanyaya ne de BJK Yönetimine destek veren tek bir satır yazılmadı.
Cumartesi günü Beşiktaş-Trabzon maçına giderken kafamda maçın sonucundan çok bu kampanya vardı. Bugüne kadar gördüğümüz centilmenlik “şovlarının” sadece galip gelmiş takımlar tarafından yapılmasına alışmıştık. Mağlup takımların yönetici, antrenör ya da futbolcularının galip takım hakkında olumlu mesajlar vermesi ya da en azından tebrik etmesi uzun zamandır görmediğimiz ve özlediğimiz bir davranış biçimiydi. Dolayısıyla şampiyonluk hedefinden uzaklaşmış bir takımın seyircilerinin böyle bir kampayanın öncülüğünü yapması benim için çok önemliydi.
ÖZLENEN TABLO
Maç başlamadan önce iki takım futbolcularının el ele tribünlere çağrılarak alkışlanması bu kampanyanın başladığının ilk göstergesiydi. Uzun yıllardır futbol sahalarında bu kadar duygusal bir tablo seyretmemiştim. Seyirci maç boyunca hiç susmadan kendi takımını desteklemiş, rakip takım ya da hakem hakkında rencide edecek tek bir laf etmemişti. İşte özlediğimiz tablo buydu.
Maçın 87. dakikasında hakem S.Dereli’nin vermediği penaltı pozisyonun hemen ardından çok kısa bir süre için küfür edilmiş ama kısa zamanda toparlanılarak tekrar küfürsüz tezahüratlara geçilmişti. BJK yönetiminin başlattığı kampanya medyada fazla itibar görmezken otuz saniye bile sürmeyen bu küfür medyada manşet oldu. Beşiktaş taraftarı Selçuk Dereli’ye 87 dakika boyunca tahammül edip küfür etmediğinden dolayı tebrik edileceğine eleştirildi.
Medya ve futbolun yetkili kurumları, on dakika bile sürse böyle bir kampanyanın neden arkasında durmazlar? TFF yetkililer ve taraflı medyanın bu kampanyanın tutmaması için içlerinden dua ettiklerine eminim. Çünkü uzun bir süredir Beşiktaş taraftarını hırçın, kavgacı ve hatta katil olarak lanse etmek için sistemli bir çaba var. Kamuoyunda Beşiktaş taraftarı için böyle bir imaj oluşturulunca Beşiktaş’a ceza vermek de kolay oluyor. Her stadyumda görmeye alıştığımız olaylar Şeref Bey stadyumunda olunca para cezasından saha kapatmaya kadar her türlü ceza Beşiktaş’a yağdırılıyor. Şimdi bu seyirci “küfüre hayır” derse hem TFF’nin hem de basındaki müttefiklerinin maskeleri düşecek.
ARTIK İLERİYE BAKMA ZAMANI
Beşiktaş yönetimi böyle bir kampanya başlatırken başta FB ve GS olmak üzere rakipleri ne yaptılar? Bu kampanyayı destekler tek bir laf ettiler mi ? Niye biz böyle bir şey akıl edemedik diye içten içe hayıflandılar. Medyanın kuyruk acısı da bundan kaynaklanıyor. Bu kampanyayı FB ya da GS başlatsaydı şimdi yer yerinden oynardı. Kampanya manşetlerden inmez, hükümet büyüklerimiz bile kampanyanın önemi hakkında hamasi nutuklar atarlardı.
Seksen yedi dakika sabreden taraftarımız keşke üç dakika daha sabredebilseydi. Keşke Beşiktaş düşmanlarının eline ufak da olsa bir koz vermeselerdi. Ama olan olmuş. Beşiktaş taraftarı, medyanın ve futbolun kurumlarının bu tavrından ders çıkartıp, bundan sonra kampanyaya daha sıkı sarılması gerekir. Bu kampanya Beşiktaş taraftarının kendini topluma yeniden tanıtması için önemli bir fırsattır. Bırakalım küfürü rakiplerimiz etsin. Bize küfür etseler dahi biz bu kampanyaya sahip çıkıp küfür etmeyelim. Hatta rakip takım taraftarlarını da eğitelim.
Cumartesi günü oynanan Beşiktaş-Trabzon maçının Türk sporu için bir milad olmasını umuyorum.
Not: Pazar günü oynanan Sakarya-Diyarbakır maçının bitiminde her iki takımı da tribünlere çağırıp alkışlayan Sakarya seyircisini ben de alkışıyorum.