Büyük Meydanlar Kenti: Bükreş – Macro

0
671

Bükreş’e ilk gidişimde havaalanı­na indiğimde diğerlerinden farklı bir “eski sosyalist başkent” göre­ceğimi hemen hissettim. Paris, Londra, Amsterdam gibi görkemli olmasa da her hali ile Batılı bir havaalanı görünü­mü hemen dikkati çekiyor. Bugüne kadarki seyahat tecrübelerime dayanarak ilk gittiğim şehir hakkındaki imajım havaala­nında oluşmaya başlıyor. Tecrübelerimden çıkarttığım ders; bir ülkenin gelişmişliğinin ölçüsü, havaalanı polisinde harcadığı za­manla doğru orantılı. Azgelişmiş ve kültü­rel olarak geri kalmış ülkelerin havaalan­larında polis ve gümrük işlemleri için sa­atler harcarken gelişmiş ülkelerin hava­alanlarından elinizi kolunuzu sallayarak çıkıyorsunuz. Bükreş havaalanında elimi kolumu sallayarak çıkmasam da kendi ül­kemde harcadığımdan daha az zamanda çıktım. Bükreş polisi oldukça nazik ve eği­timli. Türklerden vize talep edilmediğin­den yaklaşık iki dakika içinde polis işlem­lerim halloldu.

Romanya Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Eğer pasaportunuz varsa Anka­ra’ya gider gibi uçağa atladınız mı ver eli­ni Bükreş! Üstelik son yılarda Tarom Havayollan’nın kalitesini artırması ve THY ile rekabetinden dolayı fiyatlan oldukça ucuzlamış. THY’nin fiyatlan Tarom’dan daha ucuz, gidiş-dönüş toplam 250 dolar. Bence yol parası ve otel masrafinı denkleştirebilen herkesin mutlaka görmesi ge­reken bir kent. Kendinize iş yaratamasanız da atlayın uçağa, iki gün kalın ve dönün. Çok büyük keyif alacağınızın garan­tisini ben veriyorum.

Havaalanından gideceğiniz otele gönül rahatlığıyla taksi tutabilirsiniz.

Çünkü taksilerin büyük çoğunluğunda: taksimetre var. Önemli olan taksiye bindi­ğinizde taksimetreyi açtırabilmeniz. Aynca gündüz tarifesini açtırdığınızdan da emin olmalısınız. Bu iki nasihatımı unutmazsanız keyifli ve ekonomik bir seya­hatle otelinize yaklaşık 20 dakikada ula­şabilirsiniz. Bükreş’te bir sürü 5 yıldızlı otel mevcut. Bunların en itibarlı olanı, Türklerin işlettiği Majestik. Bu otelin na­mı, Clinton’un Bükreş’i ziyaretinde bu otelde kalmış olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca Bükreş’te iş yapan Türk işadamla­rının da en çok tercih ettiği otel olma özelligini taşıyor. Türkler bu otelde kendilerini evlerinde hissediyor. Personelin çoğu da Türk olduğundan otel içindeyken kendini­zi Türkiye’nin başka bir kentine gitmiş gi­bi hissediyorsunuz. Ancak öyle elinizi ko­lunuzu sallayarak, “Ben geldim” diyerek bu otele gidemezsiniz. En az bir ay önce­den rezervasyon yapmanız gerekiyor. Otel, hemen hemen her mevsim dolu. An­cak diğer oteller de kalite ve servis açısından bu otelden geri kalmıyor. Herhangi bir Avrupa kentindeki iyi bir otelde aldığı­nız tüm hizmetleri Bükreş’teki otellerin büyük çoğunluğunda alabiliyorsunuz.

Karpatlar’a 100 kilometre 

Romanya, toplam 237 bin metrekarelik yüzölçümüyle Avrupa’nın ingiltere’den sonra en büyük ülkesi. 23 milyonluk nü­fusuyla da Avrupa’nın en kalabalık  10 ‘uncu ülkesi. Başken Bükreş ise olduk­ça yaşlı bir şehir. Şehrin kuruluşu 500 yıl öncesine dayanıyor. Bükreş, coğrafık ola­rak Dambovita vadisinde, Eflak ovasında kurulu. Şehir, ünlü Karpatlar’a 100, Tuna nehrine ise 50 kilometre uzaklıkta. Düm­düz bir ovada kurulmuş olması nedeniyle hemen hemen hiçbir yokuşa rastlayamıyorsunuz. Tüm eski sosyalist başkentler gibi son derece planlı imar edilmiş bir şe­hir. Son derece geniş cadde ve bulvarları, devasa büyüklükteki meydanlan, düzenli işleyen metrosu ile Bükreş, “Bir zamanlar sosyalisttim ve sosyalistlerce imar edil­dim” diye avaz avaz bağırıyor. Sosyalizm’in en başarılı olduğu işlerin başında herhalde şehir planlama, kültürsanat ve spor geliyordur.

Bükreş’teki ana bulvarlar, şehrin kuze­yindeki Zafer Anıtı’ndan güneyindeki Hü­kümet Meydanı’na doğru planlanmış. Bu bulvarı doğudan batıya doğru çok geniş caddeler kesmekte. Şehrin en prestijli cad­desi olan Victorei Avenue’da birçok büyük firmanın merkezi yer almasına rağmen halen önemli ölçüde mesken olarak kulla­nılan son derece şık apartmanlar bulun­makta. Ülkenin en zengin insanlarının oturduğu bu apartmanlar gerek mimari, gerekse bakımlılığı açısından gerçekten çok etkileyici bir görünüm sunmakta. Bu caddenin sonunda ise günün tüm yorgun­luğunu atıp spor yapabileceğiniz Cismigu Parkı yer almakta. Victorie Avenue’dan 5 dakikalık bir yürüyüşle Magheru Bulvan’na ulaşabilirsiniz. Hemen hemen tüm havayolları şirketleri, turizm acentaları, önemli oteller ile sinema ve tiyatrolar bu bulvar üzerinde bulunuyor. Burada çok hoş vakit geçirmeniz mümkün.

Zengin mutfak kültürü

Bükreş’te görmenizi tavsiye edeceğim yerlerden biri de parlamento binası. Bu bi­na eski devlet başkanı Çavuşesku ve ai­lesi için yapılmış bir saray. Pentagon’dan sonra dünyanın en büyük binası. Binanın toplam yüzölçümü 360 bin metrekare. İç dekorasyonu son derece etkileyici. Bina­nın hemen önünde inanılmaz büyüklükte bir meydan ve bu meydanı takiben son derece geniş bir bulvar yer almakta. Bu bulvar üzerinde son derece şık binalar ya­pılmış Binaların özelliği, tümünün aynı mimari özellikte inşa edilmiş olması. Ça­vuşesku’nün niyeti bu bulvara devletin ileri gelen bürokratlarını yerleştirmek ve sarayından bu bulvar vasıtasıyla tüm Bükreş’i görebilmek imiş. Aynca sarayının önündeki devasa meydana zaman zaman halkını toplayıp onlara buradan hitap et­meyi planlıyormuş. Ancak “zavallı” Çavu­şesku birgün hitap etmek için bu meyda­na topladığı halkı tarafından alaşağı edil­miş.

Bükreş’te her türlü Avrupa markasını bulabilmeniz mümkün. Kısa zamanda Tekstil’den gıdaya, otomotivden turizme kadar Avrupa’nın tüm devleri bu ülkeye akın etmiş. Alışveriş yapmak için en uy­gun cadde Unirii Plaza’nın yer aldığı cad­de. Bu caddeye en yakın olan Lipscani Caddesi’nde ise yerel seramik, cam ve teksil konusunda el sanatlan ürünlerini bula­bilirsiniz.

Bükreş’te tüm Avrupa mutfağını bula­bileceğiniz gibi Çin, Hint ve Uzakdoğu mutfaklarını da bulabilirsiniz. Hint mutfa­ğından hoşlananlara şiddetle Tandoori Restorant’ı öneriyorum (4 Budai, Delenau Street Tel: 335 42 46). Otantik bir ortam arayanlar ise Casa Vemescu’yu tercih ede­bilirler (133, Calea Victorie Tel: 659 26 54). Bükreş’te gece hayatı ise oldukça renkli hemen her otelin casinosu mevcut. Birçoğu da Türkler tarafından işletiliyor. Gece klüpleri ve diskotekler için kaldığınız otelin tavsiyelerini dinle­mekte yarar var. Otelin re­sepsiyonunun rezervasyonu ile gittiğiniz gece klübü ve barlarda daha az kazıklanı­yor ama güvenli bir gece ge­çirebiliyorsunuz. Bar deyin­ce aklıma geldi. Bükreş’e gi­dince The Dubliner Irish Pub’a gitmemek olmaz. Ak­şam yemeğinden önce aperitif almak ve yeni insanlarla tanışmak için ideal bir yer (18 Titulescu Bulvarı, Tel: 222 94 73).

Bükreş’te 3 bine yakın Türk şirketi var. Ancak bu şirketlerin hepsi aktif olarak faaliyette değil. Bir zamanlar Romen Hükü­meti yabancı sermayeyi ve özellikle Türk işadamlarını çekebilmek için kurulan ya­bancı firmalara bir sürü imtiyazlar tanı­mış. Bu imtiyazlardan yararlanmak iste­yen birçok uyanık Türk Romanya’da şir­ket kurmuş. Bunların çoğu küçük serma­yeli şirketler. Şimdilerde bu şirketler çok kıymetli. Zira Romen Hükümeti ilk yıllar­da verdiği imtiyazlann çoğunu kaldırmış. Ama eski kurulan şirketler hukuktaki “ka­zanılmış haklar” prensibinden dolayı imti­yazlı olmaya devam ediyorlar.

Dolayısıyla Romanya’da yeni şirket kurmaya gelen herkese çok yüksek ücretlerle bu şirketler satılmaya çalışılıyor.

Şirket kurmak çok kolay

Romanya’da şirket kurmak oldukça kolay 10 bin dolar sermaye getiren herkes yaklaşık 40-45 gün içinde şirket kurabili­yor. Devlet yabancıların şirket kuruşunu kolaylaştırmak için uzmanlar ve hukukçulardan oluşan, yabancılara danışmanlık hizmeti veren ve istendiğinde kuruluş hizmet­lerini yürüten son derece mo­dern bir büro oluşturmuş. Bu büroda her konuda danış­manlık hizmetini (devlet ku­rumu olmasına rağmen, vergi kaçırma yollan dahil) 5 dola­ra alabilirsiniz. Şirket kurma ücreti ise masraflar dahil yak­laşık 150 dolar. Romanya’da şirket kurmanın en zor koşulu ofis bulabilmek. Burada bir tavukyumurta paradoksu ile karşılaşıyorsunuz. Şirket kurabilmek için mutlaka adres ve kontrat göstermeniz şart. Oysa Büro kiralamak için kurulu bir şirketinizin olması gereki­yor. Aksi taktirde kontrat imzalayamıyorsunuz. Dolayısıyla bu sorunu aşabilmek için bahsettiğim bürodan hizmet almanız son derece gerekli.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here