“Organize” Derken Haksız Mıydım?

0
418

SL 23. Hafta Fenerbahçe 2 – 0 Beşiktaş 29.02.2016

İstanbul’da oynan Konya Torku maçı için “Organize İşler Bu İşler” başlığı atmıştım. Zira Ersan’ın transferi ve Rhodolfo’nun sakatlığı sonrası defansın göbeği Marcelo ve Alexis’e kalmıştı. Bu ikili zaten erteleme maçlarında oynayamayacaklardı. Bir de bunun üstüne, bu ikiliden biri oyun dışı kalırsa futbolun ilahları için ‘tam süper’ olacaktı. Bu yüzden Tolga Özkalfa, 64.dakikada Marcelo’ya kırmızı kartını gösterdi.

Bu hareketle futbolun ilahları bir taşla iki kuş vurmuş oluyordu; Bir yandan Beşiktaş’ı kupa dışına itmeye çalışırken, bir yandan da ligde puan kaybetmesi için alt yapı hazırlanıyordu. Bu sezon Avrupa kupalarına katılma şansı zayıflayan Galatasaray’ın tek şansı Kupa’da final oynayıp, Avrupa’ya gitme şansını yakalamak. Aksi takdirde UEFA’nın verdiği finansal fairplay cezası iki sezona uzamış olacak. Dolayısıyla Beşiktaş’ı bu kupadan uzaklaştırmak gerekir.

Bir sonraki hafta, Başakşehir’le oynan maça Beşiktaş, defans bloğuna Necip’i alarak başladı. Hakem Ali Palabıyık’ın tüm engellemelerine rağmen Beşiktaş 2-0 geriden gelerek beraberliği elde etti. Hakem müsaade etse galibiyet golünü de atabilecekti. Maçla ilgili yazdığım yazıda Ali Palabıyık’ın geçmişte ve bu maçta Beşiktaş’a yaptığı ‘alicengiz oyunlarını’ anlatmıştım. Hatırlamak isteyenler bakabilirler.

Beşiktaş her şeye rağmen Fenerbahçe stadyumuna lider olarak gitmeyi becermişti. Beşiktaş bu maçı da kazansa dört puan öne geçecekti. Eksik Trabzonspor maçını da kazanırsa puan farkı yediye çıkacak ve FB ligin zirvesinden kopacaktı. Ancak bu durum futbol ilahlarının işine gelen bir durum değildi. Futbolun ilahları diyoruz ya, bazıları soruyor kim bu ilahlar diye. Hemen söyleyeyim; Önce bahis mafyası, sonra yayıncı kuruluş, sponsorlar, federasyon, spor camiaları, siyasetçiler. Bunların hepsi, özellikle de ilk üçü ligi istedikleri gibi şekillendiriyorlar.

Nasıl şekillendirdiklerine gelince; En etkili aktörleri şüphesiz ki hakemler. İstedikleri hakemi istedikleri maça tayin edip, istedikleri sonucu alabiliyorlar. Bir kere hakem tayini konusunda ne bir kriter ne de şeffaflık var. Kafalarına göre hakem tayini yapıyorlar. Bu maça Cüneyt Çakır’ın tayin edilmesi basit bir tesadüf değildir. Cüneyt Çakır, bir ‘görev’ adamı olarak, ligin dengesini sağlamak amacıyla bu maça atanmıştır. Beşiktaş’a verdiği zararlar anlatmakla bitmez ama bu adamın diğer takımların yönettiği maçları da mercek altına alınmalı. Örneğin bu sezon FB’nin Başakşehir’i 1-0 yendiği maç, GS’ın Bursaspor’u 1-0 yendiği maç, GS’ın Beşiktaş’ı 2-0 yendiği maçlara bakarsanız ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

Hakemin hatalara geçmeden önce Beşiktaş’ın bu maça çıktığı kadroyu hatırlayalım; Kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte İsmail, ön libero mevkiinde Atiba-Oğuzhan ikilisi, orta sahada Quaresma, Sosa, Olcay, ileri uçta ise Gomez görev yapıyordu. İkinci yarının başında, ilk yarıda çok iyi performans göstermeyen Olcay’ı yerine Gökhan oyuna dahil oldu. Maçın son 10 dakikasında ise Oğuzhan’ın yerine Cenk oyuna girdi.

Şimdi gelelim meşhur hakemimize; Bir hakem Avrupa’da çok üst düzey maçları başarı ile yönetiyorsa şüphesiz iyi hakemdir. Ama aynı hakem kendi ülkesinde böyle basit hataları sürekli yapıyorsa, o hatalar masum hatalar değil, kasıtlı yapılmış hatalardır. Cüneyt Çakır’ın daha önce yaptığı kasıtlı hatalar yazı arşivimizde mevcuttur. Ben bu maçta yaptığı “masum” hataları sizlere hatırlatmak istiyorum;

  1. Daha 2. dakikada yarattığı serbest vuruş zeka dolu bir hamleydi. Futbolun içinde olanlar çok iyi bilirler; takımların ve oyuncuların maçların ilk dakikalarında oyuna odaklanmaları son derece düşük olur. Bu dakikalarda, tehlikeli yerlerde verilecek kararlar golü getirebilir. Ayrıca bu dakikalarda gol getirecek kararlardan sonra hakemler çok rahatlarlar. Bu kararlarını sözde dengelemek için tehlikesiz yerlerde yenik takım lehine kararlar verirler. Böylece kamuoyu önünde her iki takıma da hata yapmış olarak, sözde aklanırlar. Cüneyt Çakır da aynen böyle yaptı ve başarılı oldu. Alper’in kendini nasıl kolayca yere bıraktığını bilmeyen yoktur. Eski GS’li futbolcu Arif’in günümüzdeki temsilcisidir. Cüneyt Çakır da bunu bile bile o olmayan faulü çaldı.
    Bu golde orta saha ve ileri uç oyuncularının serbest vuruş esnasında defansa gelmemelerinin de önemli rolü var.
  2. Van Persie 5.dakikada Atiba’ya arkadan tekmeyi çakıyor. Bu pozisyona sarı kart göstermeyen hakemin düdüğünü elinde alırlar ama Cüneyt beyimiz devam diyor.
  3. İlk pozisyondan cesaret alan Van Persie 8.dakikada korner atılırken Alexis’i yaka paça indiriyor. Aynı Van Persie her hava topunda faul yapıyor ama 1 sarı görmeden oyunu tamamlıyor.
  4. Mehmet Topal 10.dakikada Beck’i ceza sahası içinde hem arkadan itiyor hem de ayağına basıyor. Böyle pozisyonlara Avrupa’da sarı kart vermeyen hakemleri o maçın sonunda bir daha sahalara dönmemek üzere yolcu ediyorlar. Ama FIFA kokartlı hakemimiz elini cebine atmıyor.
  5. Maçın 19.dakikasında Quaresma-Caner mücadelesinde faul veriyor. Aslında pozisyon faul bile değil. Caner, daha ağır karar beklediğinde Cüneyt beye hakaret ediyor ama değerli hakemimiz her nedense sarı kartını ikisine de çıkıyor. Aklı sıra dengeyi sağlıyor.
  6. Caner 29.dakikada Sosa’ya öyle bir dalıyor ki, pozisyon doğrudan kırmız kart gerektirir. Ama uyanık hakemimiz pozisyonu avantaja bırakıyor ve pozisyon geçtikten sonra sarı kartını göstermeyerek Caner’i atılmaktan kurtarıyor.
  7. Topal’ın 35.dakikada, ceza sahası içinde Olcay’a yaptığı hareket dünyanın her yerinde penaltı olarak cezalandırılır. Ama dünyaca ünlü hakemimiz pozisyonu devam ettirerek görev adamı olduğunu bir kez daha ispatladı.
  8. Cüneyt Çakır’ın bu hoşgörüsünden cesaret alan Caner 40.dakikada bu sefer Beck’e dalıyor, hakemimiz yine elini cebine atamıyor.
  9. Normal olarak teknik direktörler ikinci sarı kartı görmesi muhtemel olan Caner gibi oyuncuları ikinci yarıya çıkartmazlar. Ama Pereira’nın kulağına birileri fısıldamış olacak ki bu oyuncuyu oyundan almıyor. Almadığı gibi sakin olması konusunda da uyarmıyor ki Caner 52.dakikada Alexis’in böğrüne tabanı ile giriyor. FIFA kokartlı hakemimiz ortalıkta yok. Sanki Caner’e, “devam koçum” diyor.
  10. Topal 55.dakikada Atiba’yı hücuma çıkarken arkadan yaka paça indiriyor. Ama ünlü hakemimiz Beşiktaş seyircisine, bu pozisyona da sarı kart verilmezse hangisine verilir diye düşünmesi için bir ev ödevi veriyor.
  11. Sosa 58.dakikada ceza sahasına girerken Volkan Şen tarafından arkadan çekilerek indiriliyor. Pozisyon gollük. Sarı kart yine yok.
  12. FB’li futbolcular Cüneyt abilerinden aldıkları cesaretle iyice saldırganlaşıyorlar. Volkan Şen 66.dakikada Sosa’ya, hakemin araya girmesine rağmen, yumruk atıyor. Olay hakemlerin gözü önünde gerçekleşiyor. Bu hareketin cezası tartışmasız kırmızı kart; ama Cüneyt abimiz yine eyyam yapıyor ve hem yumruk atana hem de yiyene aynı sarı kartı gösteriyor. Sosa’nın bu pozisyonda sarı kart görmesini gerektiğini anlayan varsa anlatsın lütfen.
  13. Volkan bu sarıdan aldığı cesaretle Beşiktaşlı futbolculara şov yapmaya başlıyor; 67.dakikada Quaresma’yı arkadan iterek indiriyor, 69.dakikada Beck’e arkadan tekme atıyor. Atar tabii, Cüneyt abisi ona ikinci sarı kartı gösterecek değil ya.
  14. Komedinin zirveye ulaştığı an ise 71.dakikada gerçekleşiyor. Beşiktaş’ın beraberlik golü için yüklendiği bu dakikalarda Gökhan Gönül kendi caza sahası içinde topa hakim olamayınca yanında koşan Gökhan Töre ile arasında en az bir metre olmasına rağmen, kendini öyle bir yere atıyor ki, sanırsınız ki arkadan roket çarptı. Cüneyt abimiz de hemen olaya müdahale edip faulü basıyor ve Beşiktaş seyircisi bu hareketini protesto bile etmiyor, sadece gülüyor.

Sahada böyle haksızlıklar yaşanırken, haksızlığa uğrayan takım oyuncularının performansında düşme olması kaçınılmazdır. Zira bir yandan yiyeceği tekmeleri, bir yandan da görmesi muhtemel kartları düşünmektedir. Ayrıca ağzıyla kuş tutsa hakemin takımının galip gelmesine müsaade etmeyeceğini anlamıştır. Cüneyt Çakır verdiği her kararla futbolcularda bu psikolojiyi yaratmıştır. Dolayısıyla Beşiktaşlı futbolcuların performansını değerlendirmeye çalışmanın adil olmayacağını düşünüyorum.

Bazı maçlarda hakemi de çıkar yenersiniz. Ama Cüneyt Çakır ona rağmen maç kazanılacak bir hakem değildir. Trabzonspor-GS maçından sonra teknik direktör Şota, “Bu hoca kafasında hangi takımın kazanmasını istiyorsa o takım kazanıyor” demişti. Şota’ya aynen katılıyorum. Bazı yorumcular Beşiktaş’ın mağlubiyetini Quaresma’nın kaçırdığı gole bağlıyorlar. Bence yanlış! Quaresma o golü atsa, üstüne Beşiktaş 3 gol daha atsa, Cüneyt Çakır ne yapar eder FB’ye bir fazlasını attırırdı.

FB, hakemlerin tüm çabalarına rağmen bu ligi götürebilecek güçte değil. Bir yerde tökezleyip, puan kaybedecek. Dolayısıyla Beşiktaş’ın bundan sonraki maçlarına konsantre olup, yoluna kayıpsız devam etmesi gerekir. Teknik direktör ve futbolcuların, şampiyonluğun henüz kaçmadığına taraftarlar kadar inanmaları halinde sezon sonunu şampiyon kapamak hayal değildir.

Maçın nasıl katledildiğinin videosunu aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:

https://www.facebook.com/SampiyonBesiktask1903/videos/944038142340137/

 

 

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: FB Şükrü Saraçoğlu

Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun, Serkan Ok(4. Hakem)

Beşiktaş: Tolga, Beck, Alexis, Marcelo, İsmail, Atiba, Oğuzhan (Dk.83 Cenk), Quaresma, Sosa, Olcay (Dk.46 Gökhan), Gomez

Yedekler: Boyko, Serdar, Necip, Tosic, Tolgay, Gökhan, Cenk

Teknik Direktör: Şenol Güneş

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Alves, Kjaer, Caner, Josef, Mehmet, Diego(Dk.61 Ozan), Alper (Dk.61 Nani), Volkan Şen (Dk.77 Hasan), Van Persie

Yedekler: Fabiano, Kadlec, Şener, Hasan, Ozan, Nani, Fernandao

Teknik Direktör: Vitor Pereira

Goller: Volkan Şen (Dk.3), Nani (Dk.82)

Sarı Kartlar: Alves (Dk.11), Caner (Dk.20), Quaresma (Dk.20), Volkan Ş. (Dk.66), Sosa (Dk.66), Nani (Dk.79)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here