EMEK HIRSIZLARI, VEFASIZLAR! Beşiktaş 3 – Galatasray 3
Yazının başlığına baktıktan sonra gerisini okumaya gerek yok. Bu başlık maçın en net özetidir. Sabrı olan gerisini de okur.
Nerdeyse bir haftadır Galatasaray, tüm medya tarafından, bu maçın kesin favorisi olarak gösterilmişti. Favori olarak gösterilmenin en büyük avantajı hakem üzerinde yarattığı etkidir. Galatasaray da bu etkiden 90 dakika boyunca yararlandı. Bülent Yıldırım ve “yancıları” maç boyunca tüm takdir haklarını Galatasaray’dan yana kullandılar. Daha maçın ilk 6 dakikasında Galatasaraylı 3 futbolcuya net sarı kart göstermesi gerekirdi. Halil Altıntop’un maçın başında ceza sahası içinde kendini yere bırakmasını penaltı olarak değerlendirmeyen Bülent Yıldırım’ın bu aldatmanın karşılığı olan sarı kartını ise gösteremedi.
Bülent Yıldırım’ın sarı kartlarını ikinci yarının sonuna saklamasının en önemli nedeni Fatih Terim’in kulübeden sürekli itiraz etmesi idi. Maalesef Bülent Yıldırım bu itirazlar karşısında ezildi. Fatih Terim’in bu cüretli davranışlarından cesaret alan GS’li futbolcular da maç boyunca Bülent Yıldırım’a itiraz ettiler. Maçtaki ilk sarı kartını da Selçuk’un uyarısı üzerine 75.dakikada Olcay’a gösterdi. Avrupa’da maç yöneten bir hakem bu hataları yapıyorsa onun iyi niyetinden şüphe etmek gerekir.
Beşiktaş maça tutuk başladı. Takıma sonradan katılan Escude’nin bu önemli maçta forma giymesi hataydı. Escude’nin bireysel hatalarından dolayı Galatasaray’lı futbolcular ilk yarıda çok net gol pozisyonları yakaladılar. Bu pozisyonlardan biri gol oldu diğerleri ise Cenk kurtardı. Escude’nin kötü bir futbolcu olduğuna inanmıyorum. Uyum sürecini hızla aşacağına inanıyorum.
İkinci yarıda ise bambaşka bir Beşiktaş vardı sahada. Topa basan, rakibin oyun alanını daraltan bir oyun anlayışı ile Galatasaray’ın tüm oyun planını bozdular. Bu baskı sonucunda da maçı 3-2’ye getirmelerine rağmen Burak, “yancı” Erdinç Sezertam ve Bülent Yıldırım işbirliği sonucunda yaratılan bir penaltı ile iki altın puanı kaybettiler. Galatasaray’ın attığı ikinci golde de Umut’un topu elle düzelttiği hatırlanırsa bu maçın skoru 3-1 olmalıydı.
Şimdi gelelim maçın gollerine; Beşiktaş’ın ilk golü 8.dakikada Fernandes’in kullandığı serbest vuruştan geldi. Yeni Açık tribününü bulunduğu kaleye sağ çaprazdan yolladığı ortaya yükselen Melo topu kendi kalesine yollayarak Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi. Bu golden 12 dakika sonra Beşiktaş ceza sahası içinde yaşanılan karambolde Escude topu uzaklaştıramadı ve top ceza sahası çizgisi üzerinde bulunan Elmander’in önüne düştü. Elmander’İn vurduğu top Cenk’in müdahalesine rağmen gol oldu.
İlerleyen dakikalarda Galatasaray’ın defansın arkasına adam kaçırma taktiğini Beşiktaşlı oyuncular da uygulayınca Holosko ile golü buldular. Orta sahadan yaşanılan mücadele esnasında Veli’nin defansın arkasına attığı topa hareketlenen Holosko çaprazdan ceza sahasına girdi ve düzgün bir vuruşla Beşiktaş’ı 2-1 öne geçirdi. İlk devre bu skorla biter derken 45.dakikada kazanılan köşe vuruşunda topa yükselen Umut Bulut topu eliyle kontrol ettikten sonra vurdu. Top ağlara gitmese de çizgiyi geçtiği gerekçesi ile gol sayıldı. Bülent Yıldırım’ın bu pozisyonu süzememiş olması imkansız; Avrupa’da düdük çalan bir hakem bu pozisyonu göremiyorsa yapılacak tek tanımlama “eyyamdır”.
Beşiktaş’ın üçüncü golü ise 52.dakikada Holosko ile geldi. Yine defansın arkasına atılan topa hareketlenen Olcay topu yakalayıp ceza sahasına girdi ve ortaladı. Galatasaray defansı topa müdahale etti ve top kornere doğru yöneldi. Topun kornere çıkmasına müsaade etmeyen Olcay çizgi üzerinden topu çevirdi. Boş pozisyonda bekleyen Holosko topu ağlara yollayarak Beşiktaş’ı üçüncü kez öne geçirdi. Bu golden sonra Galatasaray iyice oyundan düştü. Beşiktaş Fernandes ile 4.gole çok yaklaşmasına rağmen başarılı olamadı.
Maçın bu skorla bitmesi beklenirken 85.dakikada ortaya Burak, Bülent Yıldırım ve Erdinç Sezertam koalisyonu çıktı. Galatasaray yarı sahasında Ujfalusi ile ikili mücadeleye giren Batuhan topu söktü ve kaleye yöneldi. Bu tertemiz pozisyona faul çalan Bülent Yıldırım üçüncü golün başlangıcını yapmış oldu. Defansın arkasına kullanılan faul atışına hareketlenen Burak topa yetişemeyince ceza sahasının dışından kendini artistik bir düşüşle yere bıraktı. Burak’ın bu pozisyonuna Bülent Yıldırım önce devam işareti verdi. Belli ki kendisi de inanmamıştı. Ancak “yancı” hakem Erdinç Sezertam penaltı noktasını gösterince Bülent Yıldırım da bu karara uydu ve penaltı noktasını gösterdi. Oysa Bülent Yıldırım’ın pozisyona uzaklığı maksimum 8 metreydi. Bu mesafeden pozisyonu süzemiyorsan o düdüğü hatıra olarak evinin duvarına asman lazım. Bülent Yıldırım’ın pozisyona inanmadığı o kadar açık ki, penaltıyı verdikten sonra Escude’ye kırmızı kartını gösteremedi. Şayet pozisyon faulse, son adam kuralından kırmızı kartını göstermesi gerekirdi.
Yazımın başlığına dönersek; Bu Burak denilen kişiye değil futbolcu, insan bile demekte zorlanıyorum. Zavallı babası Burak’ın Beşiktaşlı olduğunu iddia ediyor. Beşiktaş’tan böyle bir ahlaksız çıkar mı? Çıksa da Beşiktaş’ta barınabilir mi?Burak’ı bu tarz davranışlarından ötürü Beşiktaş’ta oynarken de çok eleştirmiştim. 25 Ağustos 2006’da oynanan Konyaspor maçında elle attığı golden sonra Birgün Gazetesindeki köşe yazımda şöyle eleştirmiştim;” Burak çok hırslı ve kaliteli bir oyuncu. Ama giydiği formanın sorumluluğunu henüz bilmiyor. Şerefli ikinciliklerle övünmeye bilen bir camiaya geldiğinin farkında değil. Umarım Beşiktaş camiasını bir kez daha utandırmaz.”
Bakın geçen sezon 11.05.2012 tarihinde oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçından sonra Burak ile ilgili neler yazmışım;“İlk yarının son dakikasında Trabzonspor’un kazandığı serbest vuruşta Burak ile Ernst eşleşmişlerdi. Atış esnasında Burak, hemen arkasında bulunan Ernst’i iterek düşürüyor ve yumruk yemiş gibi elleri ile suratını kapatarak yerde kıvranıyor. Amaç hakemi kandırıp, penaltı kazanmak. Hakem Fırat Aydınus bu pozisyonda Beşiktaş lehine faul vermediği gibi Burak’a da yine sarı kartını gösteremiyor. Bundan cesaret alan Burak hakeme doğru koşuyor ve o arada Beşiktaşlı futbolcuların engelleme çabalarına rağmen Ernst’in boğazını sıkıyor. Yan hakemin de uyarısı üzerine Fırat Aydınus bu kez Burak’a kırmızı kartını göstermek zorunda kalıyor. Burak kardeşim, sen iyi ki Beşiktaş’tan gitmişsin. Bizden uzak nereye gidersen git, Allah yolunu açık etsin!” Burak işte böyle bir futbolcu. Seyircinin kendisine “Emek hırsızı” diye tezahürat yapması yanlış mı?
Birkaç satır da Fatih Terim ve Umut Bulut için yazmak istiyorum; Umut Bulut da Türk futbolunun ahlaksızları arasında yer alan bir futbolcudur. Maçtan sonra verdiği demeçlerde, kendi attığı gol öncesi topun eline bile değmediğini, Burak’ın pozisyonunu ise monitordan seyrettiğini ve penaltı olduğunu söyleyebilecek kadar pişkindir. 20.10.2007 tarihinde Trabzon’da oynan maçta, Türk futbolunun gelmiş geçmiş en efendi oyuncularından olan Rüştü Rençber’i topa ceza sahası dışında elle dokunduğu iddiası ile kırmızı kart gösterilmesi için hakeme itiraz edip, oyundan atılmasını sağlamıştır. Üç değişiklik hakkı kullanıldığından ötürü kaleye Bobo geçmek zorunda kalmıştır. Şimdi bu futbolcular gol kralı olsalar kaç yazar? Önce iş ahlakı ve rakibin emeğine saygı gerekir.
Her fırsatta fairplay’den bahseden Fatih Terim ise Batuhan yerde sakatken, fairplay’e aykırı olarak akın yapan oyuncularına müdahale etmemiş, seyircinin ısrarlı protestoları karşısında, pozisyon bittikten sonra oyuncularına topu dışarı atmalarını işaret etmiştir. Gerçek niyeti fairplay olsa daha Emre topla onun önünden atağa çıkarken oyuncusunu uyarması gerekirdi. O pozisyonda Bülent Yıldırım’ın oyunu durdurmaması ise ayrı bir eyyam örneğiydi.
Vefasızlık konusuna gelince; Galatasaray’ın efsane futbolcularından Metin Kurt ‘un cenazesinin üzerinden henüz 24 saat geçmemiş ve Galatasaraylı futbolcuların kollarında siyah bant yok. Çünkü Galatasaray’da vefa denen duygu yok. Aslında bu vefasızlığın en büyük nedeni Metin Kurt’un solcu olması ve Türkiye’de futbolcuların sendikalaşması yönünde öncülük etmesidir. Bunun dışında ileri sürülecek tüm nedenler de laf-ı güzaftır!
26.08.2012
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: İnönü
Hakemler:Bülent Yıldırım, Cem Satman, Erdinç Sezertam, Koray Gençerler
Beşiktaş: Cenk, Hilbert, Sivok, Escude, Uğur Boral, Fernandes, İbrahim Toraman, Olcay, Veli, Holosko (Dk.87 Mehmet Akyüz), Mustafa (Dk.55 Batuhan)
Yedekler: McGregor, Necip, Batuhan, Oğuzhan, Hasan, Mehmet Akgün, Mehmet Akyüz
Teknik Direktör: Samet Aybaba
Galatasaray: Muslera, Hakan Balta, Semih Kaya, Ujfalusi, Eboue, Emre Çolak, Hamit Altıntop (Dk.59 Aydın), Selçuk İnan, Felipe Melo (Dk.45 Amrabat), Elmander (Dk.66 Burak), Umut
Yedekler: Ufuk, Çağlar, Dany Nounkeu, Yekta, Aydın, Amrabat, Burak Yılmaz
Teknik Direktör: Fatih Terim
Goller: Melo KK (Dk.8), Elmander (Dk.20), Holosko (Dk.42), Umut (Dk.45), Holosko (Dk.52), Selçuk (Dk.86 penaltı)
Sarı Kartlar: Olcay (Dk.75), Selçuk (Dk.80), Batuhan (Dk.84), Mehmet Akyüz (Dk. 90+3), İbrahim (Dk.90+3)