03.11.2011
Beşiktaş 1 : 0 Dinamo Kiev
Sanırım Bjk Yönetimi, taraftarın uyarılarını dikkate aldı ve bu maçta bilet fiyatlarını düşürdü. İyi de oldu; Sivasspor maçında dolmayan tribünler bu maçta tam kapasite doldu. Deplasmanda Dinamo Kiev’e son saniyelerde yenilmesi, Beşiktaş’ın bu gruptan çıkmasını oldukça zor bir hale getirmişti. Dolayısıyla bu maç, devam ya da tamam maçıydı. Beşiktaş taraftarı da bunun bilincinde olduğundan, doksan dakika boyunca hiç susmadan takımını destekledi. Beşiktaş seyircisi maçı seyretmeye başladığında son derece etkili oluyor. Takımını harekete geçirdiği gibi rakibinin de moralini bozuyor. Stadyumda öyle bir baskı oluşturuyorlar ki, hakemleri verdikleri kararlar da daha dikkatli olmaya zorluyorlar. Keşke her maç bu duyarlılıkta olsalar.
Hazır laf seyirciden açılmışken bazı kendini bilmezleri eleştirmeden de geçmeyelim. Taraftarın ana görevi, yapacağı tezahüratlar ve şovlarla takımına destek vermektir. Takımın galipken sahaya yabancı madde atmanın Beşiktaş’a nasıl bir desteği olabilir? UEFA’nın en hassas olduğu konulardan biri sahaya yabancı madde atılmasıdır. Bu konuda hiç tolerans göstermiyorlar. Kendini bilmez birkaç kişinin sahaya attığı yabancı maddeler yüzünden hakem oyunu durdurdu ve anons yaptırdı. Şayet yabancı madde atılması anonstan sonra da devam etse hakem oyunu tatil edip, Dinamo Kiev’i hükmen galip bile ilan edebilirdi. Şimdi Beşiktaş’a bu olay nedeniyle ciddi para cezası verilecek. Beşiktaş yöneticilerinden beklentim, sahaya yabancı madde atan o kendini bilmezleri tespit edip, bir daha stadyumlara girmelerini engellemeleridir. Hatta UEFA’nın vereceği ceza miktarı kadar da onlara tazminat davası açmalarıdır. Kulübün bu kendini bilmezler yüzünden zarara uğratılmasına artık son vermek gerekir. Tabii biraz da özdenetim gerekiyor; tribünlerdeki tüm taraftarların yanında oturan taraftarı bu tür taşkınlıklar konusunda uyarması ve engellemesi de önemli.
Maçın analizine geçmeden önce yine taraftar ile devam edelim. Fenerbahçe maçının son dakikalarında Beşiktaş seyircisi, Van depremini tekrar gündeme getirmek ve Van’daki depremzedelere destek olmak amacıyla, atkı, forma ve berelerini sahaya atmışlardı. Sahaya atılan bu malzemeler toplanarak kolilenmiş ve Van’a yollanmıştır. Bu satırların yazıldığı dakikalarda Hürriyet Gazetesindeki ilgili haberi okudum. Haberde şunlar yazıyordu;
“Beşiktaşlı taraftarların atkı, bere ve eldivenlerin yanı sıra mont, kazak, eşofman, battaniye ve elektrikli ısıtıcıları da taşıyan tırın Van’ın Erciş ilçesine ulaşmasının ardından Türk Kızılayı görevlileri tarafından malzemelerin tasnifi yapıldı. Daha sonra Kızılay gönüllüleri tarafından, siyah-beyazlı taraftarın deprem bölgesine gönderdiği mont, kazak forma ve eşofman takımları, Erciş’teki Yenişehir Çadır Kenti’nde yaşayan depremzede çocuklara dağıtıldı.
Kızılay gönüllülerinin ilk olarak ziyaret ettiği 112 nolu çadırda ailesi ile yaşayan 3 yaşındaki depremzede Yiğit Sebubuçin, kendisine Beşiktaş forması hediye eden görevlilere sarılarak, yaşadığı sevinci gösterdi. Küçük depremzedenin annesi Elif Sebubuçin ise oğlunun her hangi bir takımın taraftarı olmadığını belirterek, “Oğlum artık bu hediyelerden sonra Beşiktaşlı oldu. Çok sevinçli” diye konuştu. Bazı çocuklar ise çadır kentteki “siyah-beyaz” coşkuya “En büyük Beşiktaş” sloganlarıyla katıldı.”
Beşiktaş seyircisi bu jesti ile, Van’daki depremzedelere küçük de olsa mutluluk yaşattı. Ancak TFF, bu jesti Beşiktaş kulübüne 20,000 TL ceza keserek ödetti. Kurallar sahaya yabancı madde atılması konusunda TFF’ye böyle bir yetki vermiş ama bu yetki böyle bir özel durumda esnetilemez mi? Toplumsal duyarlılığa örnek teşkil edecek bu harekete ceza kesmiş olan PFDK üyelerinin, bu kararları nedeniyle kendileri ile gurur duyduklarını tahmin ediyorum.
Yaşanan bu olumsuzlukları eleştirmekten maç yorumuna geçemedik. Carvalhal’in ideal kadrosu artık şekillenmeye başladı. Bu maçta da ideal kadro sahaydı; defansta Egemen, Sivok, İsmail ve Hilbert, orta sahada Aurelio, Ernst, Veli, ileri üçlüde ise Quaresma, Simao ve Almeida ilk onbirde görev üstlendiler.
Beşiktaş maça çok istekli başladı. Taraftarın da desteğiyle Dinamo Kiev’e baskı yapıp, topa daha çok sahip olmaya başladılar. Bu dakikalarda Dinamo Kiev, oyunu kendi yarı sahasında kabul edip, orta sahayı kalabalık tutmaya ve Beşiktaş’ın oyun kurmasını engellemeye çalıştı. Buna karşın, Beşiktaşlı futbolcular oyunu kanatlara yayarak, ve sağlı sollu ataklarla rakibin üstüne gitmeyi tercih ettiler. Quaresma ve Simao’nun istekli oluşu, İsmail ve Hilbert’in dönüşümlü olarak hücuma katılmaları sonucunda etkili ataklar geliştirmeye başladılar. Maçın henüz 11.dakikasında ilk net gol pozisyonunu yarattılar; Quaresma’nın sağ kanattan arka direğe yaptığı ortaya, rakipleri arasından sıyrılarak iyi yükselen Almeida kafayla vurdu. Ancak top direğin hemen dibinden auta çıktı.
Dinamo Kiev takımı ise ilk ciddi gol pozisyonunu 19.dakikada kullandıkları korner atışı ile yaşadılar. Aliev’in sağ kanattan kullandığı korner atışında, arka direkte bomboş kalan Milevskiy yükselerek kafayı vurdu ancak topu auta yolladı. Yüreklerimizin ağzımıza geldiği bu pozisyonun hemen 1 dakika sonrasında kontra atağa kalkan Beşiktaş, Quaresma ile sağ kanattan bindirme yaptı. Quaresma’nın ceza sahasına yaptığı ortaya rakip savunma oyuncusu müdahale etmek istedi. Bu oyuncunun ters vuruşu tam kaleye girmek üzereyken kaleci Shovkovskiy son anda topu kornere çelerek mutlak bir golü önledi. Bu pozisyondan 4 dakika sonra yapılan başka bir atakta, Aurelio biranda ceza sahası içinde kaleci ile karşı karşıya kaldı. Aurelio’nun bu pozisyonda attığı şutu kaleci Shovkovskiy yine başarılı bir kurtarışla kornere çeldi.
İlk yarıda Beşiktaş yakaladığı net gol pozisyonlarından bir tanesi de 35.dakikada yaşandı. Sol kanattan topla bindirme yapan Simao ceza sahası içine ortasını yaptı. Kaleci Shovkovskiy çıkarak topu almak istedi ancak alamadı. Gerilerden gelen Quaresma bu topa kafayı vurdu ama top boş kale yerine auta gitti. Beşiktaş yakaladığı pozisyonları gole çevirebilmiş olsa, ilk yarı sonunda soyunma odasına 3-0 önde gidebilirdi.
Rakibin önemli silahlarından biri olan Garmash 33.dakikada sarı kart gördü. Bu sarı kartına rağmen agresiv futbolunu sürdürerek, sert faullerine devam etti. Ancak, maçın hakemi ikinci sarı kartını göstermemek için bu faulleri görmezden geldi. Dinamo Kiev’in hocası da Garmash’ın bu sert faullerinden dolayı kırmızı kart görebileceğini fark ettiğinden, ikinci yarıda Garmash’ı oyundan alarak yerine Ninkovic’i sahaya sürdü.
Beşiktaş ikinci yarıya da istekli başladı ve rakibine üstünlük sağladı. Özellikle orta sahada Veli, Ernst ve Aurelio’nun hatasız oynamaları, Quaresma ve Simao’nun defansa yardım etmeleri rakibin topla oynama şansını azalttı. Beşiktaş’ın orta sahada uyguladığı bu baskı yüzünden Dinamo Kiev takımı kendi yarı alanına çekilip, duran top ve kontra ataklarla pozisyon aramak zorunda kaldı. Kiev takımı gol ümidini duran toplara, özellikle de korner atışlarına bağlamışken, böyle bir duran toptan kalelerinde golü gördüler. Maçın 68.dakikasında, Simao’nun sağ kanattan kullandığı korner atışında, altı pas içinde yükselen Egemen kafayla topu Dinamo Kiev ağlarına yolladı. Egemen’in yükselişi müthişti; havaya zıpladığında, Egemen’in dizleri nerdeyse önündeki rakip oyuncunun omuzlarından daha yüksek bir seviyede idi. Bir futbolcunun bu seviyeye zıplayabilmesi fizik kurallarına bile ters. Helal olsun sana Egemen!
Dinamo Kiev takımı bu golden sonra risk almaya, hücuma çıkmaya başladı. Hücuma çıkarken de geride boşluklar bıraktılar. Carvalhal’in bu durumu iyi değerlendirip, oyuna Holosko’yu alması skoru Beşiktaş lehine zenginleştirebilirdi. Ancak Carvalhal bu değişikliği 90.dakikada yaptı. Buna rağmen Beşiktaş, rakibin ileri çıkmasından yararlanıp, çok net gol pozisyonları yakaladı. Biraz şansızlık, biraz da Almeida’nın ağır kalması yüzünden bu pozisyonlar gole dönüşemedi.
Maçın son dakikalarında Dinamo Kiev takımı baskılarını artırdı. Tam maç bu sonuçla bitti derken yüreğimiz yine ağzımıza geldi; Doksanıncı dakikada Yarmolenko sol kanattan ceza sahası içine ortaladı. Bir anda boşta kalan Ideye Brown yükselerek bu topa kafayı vurdu. Çatala gitmekte olan topu Cenk müthiş bir refleksle son anda kornere çeldi. Korner atışı esnasında, kalecileri dahil 11 Dinamo Kiev’li futbolcu Beşiktaş ceza sahasına girdiler. Korner atışını Yarmolenko’nun sol kanattan kullandı. Ceza sahası içinde topa yükselen Ninkoviç kafayı vurdu. Cenk’in yumrukladığı top tekrar Beşiktaş ceza sahası içine düştü. Kale çizgisi üzerinde yaşanan karambolde, kalesini tek eden kaleci Shovkovskiy kafayı vurdu ancak bu topa Veli müdahale etti. Top bir türlü Beşiktaş ceza sahası dışına çıkmıyordu. Aliev’in vurduğu topu bu kez Sivok kale çizgisi üzerinden çıkarttı. Aliev bu kez sol çaprazdan vurdu. Kaleye girmekte olan topu Cenk bir kez daha çıkardı. Daha sonra bu top ceza sahası dışına çıktı. Ceza sahası dışından, topa gelişine vuran Dinamo Kiev’li oyuncu topu auta atarak hem Beşiktaş’ı hem de tribünde kalp krizi geçirmek üzere olan bizleri rahatlattı. Bu pozisyonda tüm Beşiktaşlı oyuncular canlarını dişlerine takarak mücadele ettiler. Hepsini alınlarından öpüyorum.
Bu maçın yıldızı yoktu; Beşiktaş forması ile sahada mücadele eden tüm futbolcular birer yıldızdı. Ancak Egemen ve İsmail’e bu maç ile ilgili olarak ayrıcalık tanımak durumundayız. Egemen, savaşçı oyunu ve efendi kişiliği ile Beşiktaş taraftarının gönlüne taht kurdu. Attığı gol ise onun doğum günü hediyesiydi. İsmail ise henüz tam iyileşmemiş olmasına rağmen, kendi ısrarlı isteği üzerine sahadaydı. Maçın son dakikasına kadar savaştı. Ancak son beş dakikada koşarken kalbini tutması dikkatimi çekti. Maçın bitiş düdüğüyle de yere serildi. O an ne kadar korktuğumu, ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Bir baba olarak yüreğim cız eti.
İsmail, Egemen, Sivok, Ernst, Hilbert, Veli, Aurelio gibi savaşçılar oldukça bu takımın bileği zor bükülür.
3 Kasım 2011
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Fiyapı İnönü Stadı
Hakemler: Tommy Skjerven, Steinar Holvik, Geir Åge Holen, Trond Ivar Døvle (4. Hakem)
Beşiktaş: Cenk, İsmail, Sivok, Quaresma, Veli, Almeida (Dk. 87 Edu), Hilbert, Aurelio (Dk. 63 Necip), Simao (Dk. 90 Holosko), Ernst, Egemen
Yedekler: Umut, M. Pektemek, Necip, Holosko, Alves, Sidnei, Edu
Antrenör: Carlos Carvalhal
Dinamo Kiev: Shovkovskiy, Vukojevic, Khacheridi, Betao, Danilo Silva, Carlos Correa (Dk. 77 Brown), Yussuf, Garmash (Dk. 46 Ninkovic), Aliyev, Yarmolenko, Milevskiy
Yedekler: Koval, L. Almeida, Haruna, Ninkovic, Dudu, Shevchenko, Brown
Teknik Direktör: Yuri Semin
Goller: Egemen (Dk. 68)
Sarı Kartlar: Garmash (Dk. 33), Aliyev (Dk. 40), Veli (Dk. 59), Egemen (Dk. 64)