SL 27. Hafta Beşiktaş 1 : 0 Ç. Rizespor 07.04.2007
Son yılların en kalitesiz ama en heyecalı lig sezonlarından birini yaşamaktayız. Düşme hattında olan takımlar, yıllardır ilk kez son 11 takım arasından belirlenecek. Şampiyonluk ve Avrupa’ya giden yol ise henüz netleşmiş değil. İşte bu belirsizlik lige heyecan katıyor. Bazı futbol otoritelerine göre bu durum Anadolu takımlarının performansının artmasından, bazılarına göre ise zirvedeki takımların kötü futbol oynamasından kaynaklanıyor.
Ligin heyecanı arttıkça tansiyonu da yükseliyor. Sıralamada altta olanlar da, üstte olanlar da elde ettikleri başarısız sonuçlar için komplo teorileri üretiyorlar. İşin garip yanı bu komplo teorilerinin pek çok medya arsızı tarafından destekleniyor olması. Beşiktaş ile Fenerbahçe arasındaki puan farkının dörte inmesi bu arsızları iyice çileden çıkarttı; Beşiktaş’ın Federasyonda amcası-dayısı varmış da, hakemler Beşiktaş’ı destekliyormus da, Fenerbahçe’nin önü kesiliyormuş. Ve daha bir sürü zırva…
Bu arsızların tek amacı var; Hakemleri baskı altına alarak önümüzdeki maçlarda Beşiktaş’ı tökezletmek ve kötü futbol oynayan ve yüzüncü yılını kutlayan Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak. İzlemekte olduğumuz senaryo aslında yeni değil. Yıllardır izlemekteyiz. Beşiktaş ne zaman biraz palazlansa hemen aynı senaryolar devreye giriyor. Bu senaryoların tamamı ekonomik faktörlere dayanıyor. Yakın geçmişte gerçekleştirilen Fenerbahçe-Galatasaray ittifakı, TV ve sponsorluk gelirlerinden daha fazla pay alabilmek için aralarında bir üçüncü büyük takım görmek istemiyorlar.
Fenerbahçe’nin Kayseri karşısında puan kaybetmesi ile birlikte hep birlikte bu arsızların feryatları iyice artmaya başladı. Tümer’e yapılan hareketin penaltı olduğunu iddia eden yüzsüzler başka maçlarda yapılan yüzlerce benzer hareketin penaltı olmadığını gülerek yorumlamışlardı. Ama şimdi utanmazca hekemi suçluyorlar. Beşiktaş-Rize maçını ise yorumlarken Nobre’ye yapılan faulün penaltı olarak değerlendirilmesini yine arsızca reddediyorlar. Beşiktaş-Rize maçıyla ilgili olarak hakem acımasızca eleştirdiler. Ama maçın pozisyonlarını tartışırken verdiği kararlardan yalnızca penaltı pozisyonu hakkında itiraz edebildiler.
ÖKÜZ ALTINDA BUZAĞI ARIYORLAR
Medya arsızları şimdi de Demirören’in, şampiyonlukla ilgili söylediklerine takmışlar. Altı puan gerideyken şampiyon olacağız demesinin altında bir hinlik arıyorlar. Ligin ikinci sırasında bulunan takımın başkanının şampiyonluk iddiasında bulunmasından daha doğal bir şey olabilir mi? Aksine söylese daha abes olmaz mı? Geçen sene Fenerbahçe’nin şampiyon olmasına kesin gözüyle bakıldığı bir ortamda Adnan Polat’ın ortaya çıkıp, “Saat 20.45’te biz şampiyon olacağız” dediğinde bu arsızların hiç biri sesini çıkartmamıştı. Üstelik şampiyonluk son maçta Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi ile kazanılmıştı.
Medya arsızları, 2003-2004 sezonunda Fenerbahçe’nin Beşiktaş’ın 12 puan gerisinden gelip şampiyon olmasını alkışlamışlardı. O sezon da ilginç iddialar ortaya atılmıştı; Ziya, Şifo Mehmet, Ertuğrul ve Rıza’nın çalıştırdığı takımların Beşiktaş’a “yatacağı” iddia edilmiş ve bu maçların hakemleri baskı altına alınmıştı. Oysa o sezon Beşiktaş en çok bu takımlara puan kaptırdı. Yine benzer seneryalor devrede. Beşiktaş Başkanı, yönetim kurulu ve camiası dikkatli olmak zorunda. Medya arsızları söylenen her sözden, hatta her mimikten bir anlam çıkartmaya, senaryolarını zenginleştirmeye çalışacaklar. Beşiktaş camiası sağ duyulu olur ve bu arsızlarla söz düellosuna girmezse sezon sonunu şampiyon olarak kapatır. Bu konuda seyirciye de çok iş düşmekte. Fenerbahçe stadyumunda insanlar bıçaklanırken seyirci kalanlar Beşiktaş’ın sahasını kapatmak ve hatta puanını silmek için fırsat kolluyorlar. Aman dikkat!