RTÜK, çocukları ve gençleri korumak için yeni bir uygulama başlattı. Bu yeni uygulama RTÜK web sitesinde şöyle tanımlanıyor: “Akıllı İşaretler, çocuk ve gençleri cinsellik, şiddet, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar (kötü dil kullanımı, sigara, alkol, kumar ve madde bağımlılığına özendirme, her türlü ayrımcılık ve intihar sahnelerinin gösterilmesi) gibi zararlı yayın içeriğine karşı korumak için geliştirilmiş olan görsel-işitsel uyarı sistemidir.”
Bu uyarı sistemi yedi adet sembolden meydana geliyor. Bu semboller, programların hangi yaş grubuna uygun olduğunu gösteren dört sembol (7+, 13+, 18+, genel izleyici) ile programlardaki zararlı içeriği tanımlayan üç sembol (şiddet/korku, cinsellik, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar) olmak üzere iki kategoride toplanıyor. Bazı programlarda her iki kategorideki semboller birlikte kullanılabiliyor. 13+ sembolü taşıyan programlar 21:30’dan sonra, 18+ sembolü taşıyan programlar saat 23:00’den sonra yayınlanacak.
Bu semboller, Haber programları hariç her programın başında 5 saniye süreyle ekranın tümünde (tam ekran) ve her kesintiden sonra da 15 saniye süreyle ekranın sağ üst köşesinde olacak şekilde yayınlanacak. Asıl soru, bu uyarı işaretlerinin nasıl ve kim tarafından belirleneceği? RTÜK buna da çözüm üretmiş. Yayın kuruluşları, sertifika sahibi kodlayıcılar çalıştıracakalar. Bu kodlayıcılar, RTÜK hazırladığı bir soru formunu intenet üzerinden dolduracak ve bu sorulara göre programda kullanılacak semboller belirlenecek.
Sisteme kesinlikle sempati ile bakıyorum. Ama yayınlanacak tüm programlarda bu sembollerin kullanılması gereksiz. (Bahse girerim, yayıncılar o uyarı ile film arasına bile reklam alırlar.) Yayıncıya bu konuda esneklik tanınmalı. Yayıncı kuruluşlar ellerindeki bir programın uyarı gerektirdiğini düşündükleri zaman bu sembolleri kullanmalılar. Şayet, uyarı gerektiği halde bu sembolleri kullanmadan yayın yaparlarsa, o takdirde caydırıcı cezalar uygulanabilir.
Bu kodlama işi pek kafama yatmadı. Öncelikle bu uyarılar çok subjektif değerlendirmelere açık görünüyor. Halen erotizmin tarifi yapılamamışken, dekolte giyinmenin ne kadarının seksi olduğu belirlenmemişken, bazı sorulara verilen cevaplarla o programın içeriği belirlenemez. Ayrıca, bazı uyanık yayıncılar daha önce göstermeye cesaret edemedikleri erotik filmleri ya da vahşet içeren filmleri, +18 işaretini koyduktan sonra yayınlayabilir ve RTÜK tarafından da cezalandırılamaz. Çünkü yayıncı bu işareti koyarak uyarmış oluyor. Yayıncılar çok rahat, “Ben uyarmıştım. İstemeyen seyretmesin” diyerek kendilerini savunabilirler.
Sistemin yürüyüp yürümeyeceğini bekleyip göreceğiz. RTÜK de öyle yapacak. Çünkü bu sefer yöenetmelik için acele etmiyorlar. Önce uygulamayı görecek, gerekli kontrolleri yaptıktan sonra ilgili yönetmeliği hazırlayıp yürürlüğe koyacaklar. Bence çok akılcı bir uygulama. Umarım, iyi niyetle hazırlanmış bu sistem başarıyla yürütülür.