16 Mart 2006 tarihinde basında ve bazı internet sitelerinde “Reytingde Skandal” başlığı altında AGB panelinden bazı hanelerin deşifre edildiği ve biryapımcı şirket tarafından denek ailelere para verilerek kendi programlarını izlettikleri iddia edildi. Bu iddia maalesef kısmen doğru idi.
AGB yetkilileri ve denetçileri Şubat ayında ortaya atılan bu iddiaları incelemiş ve Malatya, Elazığ ve Ergani’de bazı denek ailelerde söz konusu durumun gerçekleştiğini saptamışlar. Bunun üzerine AGB yetkilileri, derhal harekete geçerek şüpheli bölgelerdeki tüm aileleri iki hafta gibi kısa bir sürede yenilemiş ve panelin normal düzeninde çalışmasını sağlamışlar. Yapımcı şirket tarafından temas sağlanan aile sayısı yaklaşık 30 civarındayken, AGB yetkilileri tedbir amacıyla söz konusu bölgedeki 60 aileyi değiştirmişler.
Bu son olaydan çıkartılacak ders, panel dağılımın tüm kamuoyuna açıklanmamasıdır. Panel dağılımına baktığımızda Ergani gibi pek çok küçük ilçe de panelde yer almaktadır. Bu küçük ilçelerde nüfüsün büyük bir kısmı birbirini tanır. AGB gibi basında çok fazla yer alan bir kuruluşun denek olarak seçtiği aile, bu bilgiyi pek çok tanıdığı ile paylaşır. Bunda hiç bir art niyet yoktur. Küçük dünyalarında yaşadıkları bir değişikliği sohbet konusu yapmanın ötesinde bir şey değildir. Bu tür ilçelerin merkez kahvelerine gitseniz ve konuyu araştırsanız, AGB denek ailelerininde bir kaç tanesine ulaşmanız mümkündür.
Bu durumda, panel dağılımını kamuoyuna ilan etmek pek doğru bir tavır olarak gözükmüyor. Bu bilgi, AGB ve TIAK yönetimi arasında bir sır olarak saklanmalıdır. TIAK üyeleri, kendi şeçtikleri yönetime güvenmek zorundadırlar. Aksi takdirde, art niyetli insanların mevcut düzeni bozabilme ihtimalleri her zaman var olacaktır.
Diğer yandan, bu olaya sebebiyet verenler çok ciddi bir şekilde cezalandırılmalıdır. Her ne kadar panel aileleri bu işi yapan firmanın ve kendilerini ziyaret eden kişilerin isimlerini vermiş olsalar da, mevcut yasaların bu fiili yeterince cezanlandırması beklenemez. Bu fiil, sektör tarafından cezalandırılmalıdır. Çünkü asıl zarar gören reklam ve medya sektörünün kendisidir. Sektör, tüm TV reklam dağılımını bu verilere göre yaptığından, aslında onların paraları çalınmaya çalışılmıştır.
TV kanalları üzerlerine düşeni yaparak bu yapımcı firmanın işine son vermişlerdir.
Reklamverenlere düşen görev ise, başta bu firma olmak üzere benzeri davranışlarda bulanmaya teşebbüs edecek firmaların programlarına reklam vermeyeceklerini açık bir dille belirtmektir. Aksi takdirde bu yola sapmaya çalışacak daha pek çok uyanık çıkacaktır.
AGB yönetimine ve çalışanlarına geçmiş olsun diyor, bu konuda son derece tutarlı ve sakin bir tutum gösteren TIAK yönetimini kutluyorum.