Süper Lig 4. Hafta Beşiktaş 3 : 4 Gaziantepspor 29.08.2004
Geçtiğimiz hafta da bu sütundan Del Bosque’yi dilimiz döndüğünce uyarmıştık. Oynattığın sistem 4-4-2 ise seçimin yanlış. Bu sistemde Ronaldo’nun oynayamayacağı aşikâr. Bunu artık söylemeyen, yazıp çizmeyen spor yazarı kalmadı. Hele ki Ronaldo’nun yanına bir de Mustafa Doğan gibi kendine hiçbir takımda yer bulamamış bir emekli adayını koyduğun zaman Beşiktaş savunma hattı yol geçen hanına dönüyor. Nitekim maçın son 15 dakikasında oyun düzeni 3-5-2’ye dönünce hem oyun açıldı, hem de peş peşe goller geldi. Peki, herkes bu doğruları söylüyor da Del Bosque deli mi ki bu yanlışta ısrar ediyor? Hayır deli falan değil, yönetime mesaj vermeye çalışıyor: “Ben bu Mustafa Doğan’ı istememiştim, sizin baskınızla kaldı, görün bu adamın nasıl futbolcu olduğunu,” demek istiyor. Ama olan Beşiktaş’ın puanlarına oluyor. Bu kayıp puanları ileride telafi etmek çok zor. Del Bosgue, hiç maraton izlememiş. Rakiplerinin kilometrelerce arkasından gelip de ipi birinci göğüslemiş bir maratoncu varsa söylesin, öğreneyim. Bir fırsatını bulursam belki Sayın Del Bosgue’ye de öğretirim. Bu tür söylemlerle ancak kendinizi kandırırsınız Sayın Del Bosgue.
Del Bosque’nin oyun düzeni baştan aşağı yanlış. Takımın dizilişinden anladığım, Del Bosque hâlen oyuncularını tanıyamamış. İleri uçta Carew’i Sergen ile eşleştirmiş. Sergen markaj altında oynayabilen bir oyuncu değil. Ayrıca kaleye arkası dönük oynadığında da hiç verimli olamıyor. Sergen ileri ikilinin arkasında oynadığı zaman başarılı olabilir. Nitekim Ahmet Hassan oyuna girdikten sonra Sergen kendine geldi ve etkili işler yapmaya başladı. Del Bosque bunları görebilecek kadar akıllı ve tecrübeli. Ama yapmak istediği iş yanlış. İki haftadır tüm futbol kamuoyu Sergen’in oynatılmamasını eleştirmişti ya, Sergen’i yanlış yerde oynatarak, “Alın size Sergen. Oynatmamakta haksız mıymışım?” demek istiyor.
Modern futbolun iki önemli özelliği vardır. Birincisi etkili bir orta saha, ikincisi ise tüm hatlarla pres yapmak. Beşiktaş’ın orta sahası hakkında geçen hafta da yazmıştık. Orta sahadaki oyuncular çok ağır, değil pres yapmak, ne savunmaya yardımcı oluyorlar ne de zamanında hücuma çıkıp ileri uç oyuncularına etkili toplar atabiliyorlar. Tümer’le Sergen’i birlikte oynattığımız zaman takım iyice yavaşlıyor.
Pres konusuna gelince; Modern futbolda savunma ileri uçtan, hücum ise kaleciden başlıyor. İleri uçtaki oyuncuların yapacağı presle, rakip savunmanın hücuma destek vermesini ve orta saha oyuncularını bu destekten mahrum ederek zayıf düşmelerini sağlarsınız. Beşiktaş’ta bu presi Carew ile Sergen’e bırakırsanız rakip savunma oyuncularının elini kolunu sallaya sallaya sizin ceza sahasına gelmelerine davetiye çıkarmış olursunuz. Aynı şekilde Beşiktaş’ın savunma oyuncuları da o kadar yavaş ki değil hücuma çıkmak, kendi alanlarını bile savunmakta zorluk çekiyorlar.
Beşiktaş’ın şu saatten sonra yapması gereken en önemli iş bol bol hazırlık maçı yapmak. Bu sayede hem futbolcular birbirlerini tanır, hem de Del Bosque futbolcularını. Birkaç söz de İbrahim Akın için yazmak istiyorum. Bu delikanlı Altay’da iken izlemek fırsatım olmamıştı. Ama daha ilk hazırlık maçlarında izlediğimde, “İşte Beşiktaş’ın sol kanadının ilacı geldi,” demiştim. Hırslı, iştahlı ve yetenekli bu çocuğu Del Bosque’nin harcamasına izin vermemek lazım. Zira eminim ki Juanfran iyileştiğinde Del Bosque bu çocuğu hemen yedeğe çekecek. Oysa çocuğun kumaşı o kadar iyi ki sahanın her yerinde oynayabilir. Bekleyip göreceğiz, bakalım Sayın Del Bosque bu çocuğu nasıl değerlendirecek? Kocaeli’nde taraftarın İbrahim Akın için yaptığı tezahüratlar Del Bosque için bir uyarı olmalı. Takımı dört farkla gerideyken bile yılmadan takımlarını destekleyen bu taraftarın sesine bence kulak verilmelidir.