Buraya Kadarmış! Beşiktaş 1 – Brugge 3
Bu maçı anlatmadan önce şu meşhur Olimpiyat Stadyumu’na nasıl ulaştığımızı paylaşmalıyım. Maçtan saatler önce Bahçeşehir’de, bir arkadaşımızın evinde buluşup, akşam yemeği yedik. Maça 2 saat kala Behçeşehir’den hareket ettik. Stadyuma giden tüm yolların bloke olduğunu görünce navigasyon aleti vasıtasıyla alternatif yol arayışlarına girdik. Stadyumun Batı tribünü arkasında, bayırın aşağı tarafında yine tıkandık. Navigasyon aleti stadyuma olan mesafeyi 3 km, varış süresini ise 45 dakika olarak gösteriyordu. Mecburen arabayı park ettik ve o yokuşu tırmanmaya karar verdik. Dik ve patika yolu bile olmayan o yokuşu tırmandığımızda hepimiz bitkin düşmüştük. Atlanacak tur tüm yorgunluğumuzu alır deyip, stadyuma girdik. Soğuk hava ve maçın saat 22.05’te başlayacak olmasına rağmen tribünler tamamen dolmuş ve coşkulu bir seyirci desteği vardı. Maç bu atmosferde başladı.
Brugge, Beşiktaş’la eşlediğinden itibaren hafife alındı. Öncelikle Belçika futbolu ile ilgili birkaç bilgi paylaşımında bulunayım; FIFA sıralamasında Belçika 5.sırada yer alıyor. Türkiye’nin sıralamadaki yeri ise 52. Brugge de bu ülkenin lideri. Üstelik Brugge Avrupa liginde de bu konuma namağlup geldi. Oynadığı 13 maçın 10’unu kazanıp, 3’ünde beraber kaldı. Eski Sovyet ülkelerinin takımlarını andıran bir futbol oynuyorlar. Öncelikle fizik güce dayalı ve son derece disiplinli bir oyun anlayışı ile sahada mücadele ediyorlar. Top rakipteyken 11 kişi defansa çekiliyor, sonra 5-6 kişi ile ani kontra atağa çıkıyorlar. Oulare ve Gedoz gibi teknik kapasitesi yüksek oyuncularını ise rakiplerini fizik güçleri ile hırpaladıktan sonra oyuna alıp, öldürücü darbeyi vuruyorlar. Bu takımı hafife almak intihar etmekle eşanlamlıdır. Maalesef Beşiktaş teknik heyeti ve futbolcular her iki maçta da rakibi hafife aldılar.
Biliç, Kayserierciyes maçı kadrosu ve taktiği ile sahaya çıkmıştı. Kayseri takımı karşısında işleyen 4-4-2 taktiğinin böyle güçlü bir takım karşısında işlemesini beklemek büyük bir hataydı. Cenk’in sakatlığı ve Tolga’nın aşırı istekli olması nedeniyle kaleyi Tolga’ya emanet etmişti. Sağ bekte Opare, sol bekte Motta, defansın ortasında Franco-Necip ikilisi, orta sahada Veli, Tolgay, Gökhan ve Olcay, ileri uçta ise Demba Ba ve Mustafa Pektemek vardı.
Şayet Cenk oynayamayacak kadar sakat ise neden yedek kulübesinde? Uzun süredir maç eksiği olan Tolga’yı böyle önemli bir maçta kaleye koymak büyük riskti. Biliç de bu riski aldı ve kaybetti. Ayrıca, bu kadar uzun bir takıma karşı defansın ortasına Franco-Necip ikilisini de koymak hataydı. O mevkiin adamı Ersan kulübede otururken Necip’i defansın ortasına koymak da ayrı bir riskti. Biliç bu riski de aldı.
Maça her iki takım da çok temkinli başladı. Brugge ilk 45 dakika boyunca son derece disipli bir şekilde defans yaptı. Top Beşiktaş’ta iken sahayı öylesine paylaşıyorlardı ki, Beşiktaşlı futbolculara oynayacak alan bırakmıyorlardı. Brugge’ün hedefi Beşiktaş’ı hataya zorlayıp, bir gol bulmaktı. Bunu da ya duran toplardan ya da Beşiktaş’ın yapacağı hatalardan yakalayacaklarını umuyorlardı. Nitekim daha maçın başında Franco’nun kafa pası kısa düşünce Sutter topla ceza sahasına kadar geldi ve şutunu attı. Kendisini marke eden Necip ve Tolga’nın ortak performansı sonucunda Beşiktaş bu tehlikeyi savuşturdu.
Altıncı dakikada Demba Ba’ya, ceza yayı üzerinde yapılan hareket net fauldü. Bu faulün neticesinde de kırmızı kart gelmeliydi. Ancak Rus hakem bu pozisyonu devam ettirerek Brugge takımına büyük bir avantaj sağlamış oldu. İlk maçta da Sutter’in atılması gerekirken hakem tarafından geçiştirilmişti. Oysa Brugge gibi bir takımın daha 6.dakikada 10 kişi kalması Beşiktaş için büyük bir avantaj olabilirdi. Beşiktaş ilk yarıda orta sahada yaptığı top kayıpları yüzünden etkili ataklar geliştiremedi. Ancak net pozisyon bulamadığı gibi kalesinde de çok net bir pozisyon vermedi. İlk yarı golsüz eşitlikle sonuçlandı.
İkinci yarıya Beşiktaş daha istekli ve baskılı başladı. Rakip kaleyi uzaktan şutlarla yoklamaya başladılar. Nitekim gol de Motta’nın uzak mesafeden çektiği şut neticesinde geldi. Kırk sekizinci dakikada rakibin uzaklaştıramadığı top Motta’nın önünde kaldı. Motta topu düzeltirken hepimiz orta yapacak zannettik. Oysa o kaleye şut çekmeyi tercih etti. Uzak kale direğine yönelen top doksan diye tabir edilen yerden ağlara gitti ve Beşiktaş 1-0 öne geçti. Bu golden sonra Brugge’de moraller bozuldu ve oyundan düştüler. Beşiktaş ikinci gole 58.dakikada çok yaklaştı; Opare sağ kanattan topla ceza sahasına girip ortasını yaptı. Rakip defans oyuncusunun uzaklaştıramadığı top Mustafa’nın önünde kaldı. Mustafa o rahat pozisyonda o kadar kötü bir vuruş yaptı ki, top kalenin bir hayli üzerinden avuta gitti. Bence maçın kader anı bu dakikaydı. Bu top gol olsa Brugge bir gol atmak için daha çok Beşiktaş’ın üstüne gelecek ve o panikle çok fazla hata yapacaktı.
Atamayana atarlar, derler ya, işte o oldu ve bu pozisyondan üç dakika sonra Brugge Tolga ve Franco’nun ortak hatası sonucunda beraberlik golünü buldu. Tolga’nın yaptığı degaj orta sahaya düştü. Kafa ile karşılanan bu top defansın arkasına gitti. Bu topa Sutter ve Franco birlikte hareketlendiler. Tolga ise bu topa çıkmakta tereddüt etti. Oysa çıksa ceza sahası dışında topa müdahale edebilirdi. Franco da ağır kalınca topa hakim olan Sutter Tolga’nın sağından topu ağlara yollayarak beraberliği sağladı.
Beraberlik golünden sonra Beşiktaşlı oyuncular oyundan düştüler. Bu skordan sonra turu çevirebileceklerine inançları kalmamıştı. Bu durumdan yararlanan Brugge ekibi daha çok Beşiktaş’ın üstüne gelmeye başladı. Oysa durum 1-0 iken Biliç Mustafa’yı oyundan alıp, orta sahayı güçlendirse oyunun gidişatı da değişebilirdi. Özellikle Necip’in yerine Ersan’ı oyuna alıp Necip’i orta sahaya çekse ya da orta sahaya Oğuzhan’ı alsa çok daha yararlı bir değişiklik yapmış olurdu. Ama Biliç ilk değişikliği, sakatlanan Opare’nin yerine Kerim’i oyuna alarak yaptı. Mustafa’nın yerine Cenk Tosun’u alarak maç sonuna kadar da 4-4-2 taktiğinde ısrar etti.
Brugge’ün ikinci golü yine defans arkasına atılan bir pastan geldi. Rafaelov’un attığı pasa hareketlenen Mbombo’yu Necip ofsayta düşürmek için boş bıraktı. Oysa Motta ofsaytı bozuyordu. Beşiktaş defansının bu hatasından yararlanan Mbombo Tolga’yı da çalımlayıp takımını 2-0 öne geçirdi. Üçüncü gol ise maçın sonunda geldi. Artık oyun disiplininden kopan Beşiktaşlı oyuncular hata üstüne hata yapmaya başladılar. Son adam Necip’e atılan pasta Necip topu uzaklaştıracağına kontrol etmeye kalkınca Mbombo’ya topu kaptırdı. Topla ceza sahasına giren Mbombo uzak kale direğine yaptığı atışla topu ağlarla buluşturdu. Bu gol Beşiktaş’ın Avrupa macerasının sonu oldu.
Beşiktaş bugün takım olarak çok kötüydü. İki ya da üç futbolcu dışında iyi performans gösteren yoktu. Belki de Brugge’ü eleyeceklerine inanmamışlardı. Yine de uzun yıllar sonra Beşiktaş’ı Avrupa’da bu seviyeye kadar taşıdıkları için teşekkür etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Şimdi önlerinde zorlu bir Fenerbahçe deplasmanı var. Bu maça yoğunlaşmaları gerekiyor. Ligde şampiyonluğu kovalamak istiyorlarsa bu maçı kazanmaları şart.
Son sözlerimi Tolga’yı maç esnasında protesto edip, ıslıklayan bir kısım Beşiktaş taraftarına ayırdım; Hata yapan futbolcu elbette eleştirilir, hatta protesto da edilir. Ama bunu maç esnasında yaparsan rakibe yardımcı olmuş olursun. Bence hiç şık olmadı.
MAÇIN AYRINTILARI
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Sergey Karasev, Anton Averyanov, Tikhon Kalugin, Nikolai Golubev(4. Hakem)
Beşiktaş: Tolga, Opare(Dk.71 Kerim), Pedro, Necip, Motta, Veli, Gökhan, Tolgay, Olcay, Mustafa(Dk.74 Cenk T.), Demba Ba
Yedekler: Cenk G., Atınç, Ersan, Atiba, Kerim, Oğuzhan, Cenk T.
Teknik Direktör: Slaven Bilic
Club Brugge: Ryan, Duarte, De Bock, Fauw(Dk.60 Gedoz), Mechele, Meunier, Izquierdo(Dk.64 Mbombo), Vormer, Simons, Refaelov, De Sutter(Dk.81 Oulare)
Yedekler: Kujovic, Mbombo, Gedoz, Silva, Storm, Dierckx, Oulare
Teknik Direktör: Michel Preudhomme
Goller: Motta (Dk.48), De Sutter (Dk.61), Mbombo (Dk.80,90)
Sarı Kartlar: Izquierdo(Dk.32), Opare (Dk.35), Meunier (Dk.63), Veli (Dk.83)
Kırmızı Kart: Olcay (Dk.90+2)
