Yüksek Lisans eğitimimi İ.Ü. İktisat Fakültesinde yaptım. Amacım ileride bu fakültede asistan olmaktı. Zira o dönemde İ.Ü.İktisat fakültesi Türkiye’deki iktisatçıların Kabe’si idi. Yüksek Lisans derslerim fena değildi. Ancak asistanı olduğum Dr. Esat Çelebi’nin İ.Ü. İktisat fakültesine karşın bir önyargısı ve kıskançlığı vardı. Benim bu fakültede yüksek lisans yapmamı istemiyordu. Derslere gitmeme izin vermiyor, bin türlü zorluk çıkarıyordu. Sonunda, istemiyerek asiatanlık görevimden istifa ettim.[hidepost=0]
Aynı dönemde, İ.Ü. Hukuk Fakültesi asistanlık sınavı açmıştı. Bu sınavı kazanarak göreve başladım. Ancak aylarca ücretsiz çalışmamıza rağmen bir türlü Y.Ö.K’ten onayımız gelmiyor ve atamamız yapılamıyordu. Güvenlik soruşturması olumsuz geldiği için bir yıl emeğim boşa gitti ve Hukuk Fakültesi maceram daa başlamadaan bitti. Bunun üzerine Berker Hocamla birlikte iş yapmaya karar verdik. Ben, herkesin yapmadığı bir iş yapmak istiyordum. Benim gönlümde piyasa araştırması yatıyordu. Zira, katıldığım panel ve konferanslarda, Türkiye’deki bilgi birikiminin kolay ulaşılır olmadığı ve araştırmaya yeterli önemin verilmediği konuşulurdu. O dönemde piyasada sadece iki adet piyasa araştırma firmasını olması beni yüreklendirdi ve 1984 yılında Berker Hocamla birlikte Bileşim´i kurduk.
Yüksek lisans eğitimimi “İyi” derece ile bitirdim. Tez konum “Türkiye’de ithal ikameleri politikaları” idi. O yıllarda ben de sıkı bir ithal ikamesi savunucusuydum. Özal politikalarını en hararetli bir şekilde eleştirirdim. Bir çok aydın gibi Özal döneminin iktisadi hayatta yarattığı devrimi çok sonra fark ettim. Tez Hocam Prof.Dr Işıl Akbaygil idi. Sınavda Tezimi başarıyla savunarak mezun oldum.
Yüksek Lisans döneminde de çok değerli arkadaşlar edindim. Bunlarda hatırladıklarım; Fakülteden arkadaşım Cenk Arkan, Boğaziçinden arkadaşım Cüneyt Akman, Mehmet Tütüncü ve Sahir ile çok sıkı bir dostluğumuz oluşmuştu. Şimdiki rakiplerimden TNS firmasının ortaklarından Temel Aksoy’da Yüksek Lisansta sınıf arkadaşımdı. Temel ayrıca Gülten Kazgan’ın da asistanı idi.
Doktoramı İ.Ü.İşletme faakültesinde yapmaya karar verdim. Fakülte o yıllarda Hisarüstü’nde idi. Benim de işyerim Levent’te olduğundan derslere devam edebiliyordum. Doktora derslerimde çok başarılı idim. Öğrencilik hayatımın hiç bir döneminde bu kadar başarılı olmamıştım. Tez aşamasına geldiğimde işlerim oldukça yoğunlaşmıştı. O dönemde Doktora eğitimimi sadece işime katkısı olur diye düşünüyordum. Akademik hayattan soğuduğumdan Doktor ünvanını almanın çok ta önemli olmadığını düşünüyordum. Bu yüzden tezimi yazamadım. Keşke yazsaymışım. İsmimin önünde “Dr.” Ünvanı olması hiç de fena olmazdı.[/hidepost]
