Helal Olsun Neil

0
483

28.11.2010
Galatasaray 1 : 2 Beşiktaş 

Doğruyu söylemek gerekirse, maç öncesinde Beşiktaş’ın galip gelme ihtimalini daha düşük görmekteydim. Sahaya çıkan kadroya baktığımda bu kanım daha da kuvvetlendi. Zira, Beşiktaş’ın son haftalarda aldığı kötü sonuçlarda bu kadronun imzası vardı.

Beşiktaş maça tedirgin ve temkinli başladı. Orta saha oyuncuları, bugüne kadar hiç yapmadıkları yoğunlukta pres yapıp, Galatasaray’ın oyun kurmasını engellediler. Galatasaray maça baskılı başlasa da orta saha hakimiyeti kısa zamanda Beşiktaş’a geçti. Maçın daha ilk dakikalarından itibaren Philip Holosko sol kanattan yaptığı bindirmelerle Sabri ve Ali Turan’a zor anlar yaşattı. Nitekim 8. dakikada yaptığı bindirme sonucunda da Ali Turan’ı çaresiz bırakarak, penaltı yapmaya zorladı.

Guti’nin bu penaltıyı gole çevirmesinden sonra Beşiktaş rakibini üzerine çekerek, hızlı hucumlarla pozisyon bulmaya çalıştı. Bunun için de orta sahayı kalabalık tutup, Nobre’yi ileride tek başına bıraktı. Hucum hattında Nobre, yaptığı presle rakip savunmacıların ileri çıkmalarını engelledi. Bununla da yetinmeyip, sıkça orta saha ve defansına yardıma geldi. Nobre, mücadele hırsı ve oyuna iyi konsantre olması ile bu sezonun en iyi oyununu oynadı.

Oyunu kendi sahanızda kabul ettiğinizde rakibe gol pozisyonu verme olasılığınız da artar. Nitekim Galatasaray ilk yarıda Pino ile iki net gol pozisyonu yakaladı. Ancak, Cenk Gönen yaptığı yerinde müdahalelerle Galatasaray’a beraberlik şansı vermedi. İkinci yarıda da yaptığı kurtarışlarla Cenk, bu maçın en iyi oyuncuları arasında yer aldı. Yediği gol ise tam bir acemi işiydi. Çok rahat kurtarabileceği topu elinden sektirerek gol olmasına neden oldu. Allahtan bu gol uzatmalarda geldi de Galatasaray’ın umutlanmasına neden olmadı.

Cenk çok genç ve tecrübesiz bir kaleci. Sahip olduğu müthis refleksler sayesinde formayı hak ediyor. Ancak tecrübe kazanması ve iyi bir eğitim alması lazım. Bu da oynadıkça gerçekleşecek. Cenk gibi kalecilerin bu tür hataları yapmalarını hoş görmek lazım. Arada elbette dinlendirmek lazım. Ancak, Schuster bunu bu yediği golün hemen ardından yapmamalı. Hakan’a tanıdığı şansı Cenk’e de tanımalı.

Hakem Cüneyt Çakır Avrupa’da başka Türkiiye’de başka bir tarzda maç yönetiyor. Öncelikle, 60. dakikada iptal ettiği Nobre’nin golünü hatırlayalım. Nobre Sabri’nin arkasında yer alıyor ve Sabri sırtını Nobre’ye dayamış durumda. Hilbert orta yaptığında Nobre Sabri’nin arkasından çekilip topa yükseliyor. Sabri ise dengesini kaybedince, itilmiş pozu vererek kendini yere bırakıyor. Düşerken de bir yandan hakeme bakıyor. Bu arada Nobre kafayı vurup, golünü atıyor. Ancak Cüneyt Çakır pozisyonu faul gerekçesi ile iptal ediyor. Acaba futbolcular yer değiştirse, Sabri arkada, Nobre önde olsa ve Sabri aynı hareketi yapıp, topu uzaklaştırmaya çalışsa Cüneyt Çakır penaltı verebilir miydi? Buna benzer itişip kakışmalar her korner atışında yaşanıyor. Cüneyt Çakır bu yorumuyla her maç en az 2-3 penaltı çalması gerekir.

Cüney Çakır’ın eyyamcılığı bununla da bitmedi. Maçın 75. dakikasından sonra Galatasaray tribünlerinin yaktığı meşaleler sahadaki görüş alanını ortadan kaldırdı. Ama Çakır ikaz etme ihtiyacı bile duymadı. Bu dakikalarda Nobre ile Neil kafaya çıkıyor. Neil yere düşerken yüzünü tutuyor. Çakır hemen faulü çalıp, Nobre’ye sarı kartını çıkartıyor. Bu arada Neil Çakar’a, Nobre’nin kendisine faul yapmadığını anlatmaya çalışıyor ve kart göstermemesini istiyor. Buna rağmen Çakır, “Hayr, ben gördüm” deyip, kartını gösteriyor. El insaf yahu!

Neil için de bir kaç söz etmek isterim; Adam gibi futbolcu dedikleri bu olsa gerek. Genelde ikili mücadeleye giren futbolcular topu kaybettiklerinde kendilerini yere atarak, faul yapıldığı izlenimi vererek, hakemi kandırmaya çalışırlar. Başarılı olanlar faul atışı alır, olamayanlar ise sarı kart. Bu pozisyonda ise Neil tam tersini yaparak, yanılmış olan hakemi düzeltmeye çalıştı. Bu davranışı ile de Fair Play örneği verdi. Neil’in bu ahlak anlayışı tüm sporculara örnek olmalı.

Maçın iyilerinden biri de Holosko idi. Yaptığı bindirmelerle Galatasaray’ın sağ kanadını tek başına çökertti. Bir penaltı yaptırdı, bir şutu da 69. dakikada çataldan döndü. Schuster’in Holosko’yu bu maçtaki gibi kullanması gerekir. Onun önüne atılacak toplarla depar atması sağlanmalı. Ancak Holosko’yu santrafor yapmaya çalışırsa, geçen hafta olduğu gibi maçtan sonra yuhalanmasına neden olur.

Beşiktaş’ın attığı 2. golde ise Guti’nin imzası vardı. Eminim, daha orta sahadan çıkarken bu golü kafasında oynamıştı. Nobre’nin kaçtığı yeri üç pozisyon öncesinden tespit edip, kafasına nokta atışı ile yaptığı orta harikaydı. Nobre’de usta bir vuruşla topu kalecinin uzanamayacağı yere yolladı. Guti sadece attırdığı gollerle öne çıkmıyor, takımı hucuma çıkarken topu ayağında tutması ve yaptığı isabetli paslarla da rakibi oyundan düşürüyor. İyi ki Beşiktaş’a gelmiş diyorum.

Futbolda, her yükselişin bir düşüşü, her düşüşün ise bir yükselişi vardır. Umarım bu galibiyet Beşiktaş’ın yükselmeye başlamasının ilk adımı olur.

Galatasaray:1 Beşiktaş:2
28.11.2010

MAÇIN AYRINTILARI

Stat: Ali Sami Yen

Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun, Tolga Özkalfa (4. Hakem)

Galatasaray: Ufuk, Ali Turan (Dk. 46 Mehmet Batdal), Servet (Dk. 65 Barış), Neill, Hakan Balta, Cana, Ayhan, Kewell, Elano (Dk. 72 Baros), Sabri, Pino

Yedekler: Aykut, Gökhan Zan, Insua, Barış, Emre Çolak, Baros, Mehmet Batdal

Teknik Direktör: Gheorghe Hagi

Beşiktaş: Cenk Gönen, İsmail Köybaşı, Roberto Hilbert, Mert Nobre, Guti (Dk. 90 Fink), Rodrigo Tabata (Dk. 75 Necip Uysal), İbrahim Toraman, Ersan Gülüm, Filip Holosko (Dk. 86 Ali Kuçik), Fabian Ernst, Mehmet Aurelio

Yedekler: Hakan Arıkan, Michael Fink, Necip Uysal, İbrahim Üzülmez, Tomas Zapotocny, Erhan Güven, Ali Kuçik

Teknik Direktör: Bernd Schuster

Sarı Kartlar: Roberto Hilbert (Dk. 25), Sabri (Dk. 40), Cana (Dk. 44), Nobre (Dk. 49), Holosko (Dk. 51), Elano (Dk. 72)

Goller: 8. dakikada orta sahadan aldığı topla sol taraftan hızla çizgiye doğru kat eden Holosko, Ali Turan’ın müdahalesiyle yerde kalınca hakem Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı kullanan Guti topu filelere gönderdi ve takımımız derbide 1-0 öne geçti.

79. dakikada durum 2-0 oldu. Guti sol taraftan içeri ortaladı, Nobre iyi yükselerek kafayı vurdu ve takımımızı 2-0 öne geçirdi.

90+1. dakikada soldan gelen ortaya Kewell ceza sahası girişinde kafayla vurdu, Cenk’in elinden kaçan top filelere gitti ve derbide durum 2-1 oldu.


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here