Beşiktaş’ın Borçları Korkutuyor

0
403

16 Aralık 2006 tarihinde yapılan Divan Kurulu olağan toplantısında Denetleme Kurulu raporu yine tartışma yarattı. Anlaşılan o ki, Beşiktaş’ın gerçek borcunu öğrenmemiz mümkün olmayacak. Ekim ayı sonunda açıklanan Denetleme Kurulu raporlarında borcun, gelirler düştükten sonra 34 milyon YTL olduğu açıklanmıştı. Toplam borcun miktarı ise açıklanmamıştı. 8 Kasım 2006 tarihli yazımda, bu hesaba göre toplam borcun 100 milyon doları aşmış olacağının yazmıştım. Yanılmamışım.

Son Divan Kurulu toplantısında toplam borcun 139,423,000 YTL  olduğu açıklandı. Bir gün sonra, 17 Aralık 2006 tarihinde Kulüp web sitesinde, “Kulübümüzün net borcu toplantı tutanaklarından ve Denetleme Kurulu Başkanı Sayın Dursun Arıkboğa’nın açıklamalarından görüleceği üzere, 102.951.351 YTL’dir.” denilerek düzeltme yapıldı. Böylece kafalar bir kez daha karıştırılmış oldu. Bu belirsizlik yüzünde Beşiktaş camiası Başkan adayı çıkaramaz oldu. Başkan adayları kulübün gerçek borç ve alacaklarını bilmediklerinden ortaya çıkmaya cesaret edemiyorlar.

Divan Kurulunda tek eleştri Bayram Yağcı’dan geliyor. Divan Kurulu Başkanımız ise suskunluğunu koruyor. Hesap sorma yetkisi yalnızca Genel Kurul’un tekelinde değildir.  Divan Kurulu Beşiktaş’ın Senatosudur ve harcanan her kuruşun hesabının sorulacağı ilk yer Divan Kuruludur. Tüzükte, yılda dört kez olağan toplanma zorunluluğu bu nedenle konulmuştur.

BECERİKSİZLİĞE KILIF ARANIYOR

Divan Kurulu toplantısında Genel Sekreter Kenan Öner yönetim kurulunun icraatlarını savunurken, “Bu yönetim sanki alıyor ve sokağa atıyor. Bu ülkede enflasyon denen bir olay var” diyor. Son üç yılda aldıkları Ailton, Juan Fran, Youla ve diğerlerinin alış ve satış fiyatlarını hatırlarsak, Kenan Öner bu sözleri ile  aslında bir itirafta bulunmuş oluyor.  Savunmasında enflasyonun arkasına sığınması ise ekonomi bilgisinin ne kadar zayıf olduğunu göstermekte. Yönetimi devir aldıklarında 19 milyon dolar mertebelerinde olan borç üç yıl boyunca, tüm diğer koşullar sabit kalmak koşuluyla maksimum 25 milyon dolara ulaşırdı. Ama hiç bir zaman 90-100 milyon dolara ulaşmazdı. Aradaki fark Demirören yönetiminin becereksizliğinden kaynaklanmıştır.

Denetim Kurulu raporlarına baktığınızda, gelirler düştükten sonra ortaya çıkan net borcun 50 milyon YTL civarında olduğu görülmektedir. Peki hangi gelirler düştükten sonra? Forma sponsorluk gelirleri, Fulya projesinin gelirleri ve Digitürk yayın gelirleri. Bu gelir kalemleri zaten tüm gelirlerin yaklaşık %95’idir. Bu durumda hangi babayiğit çıkar da “Ben başkanlığa adayım” der?  Kulübün kısa ve orta vadeli gelir kalemleri kurutulduğuna göre, yeni gelecek yönetimin en az kulübe 70-80 milyon dolarlık yeni gelir yaratması zorunludur.

Özetle Yıldırım Demirören ve yöneticilerine üç yıl daha tahammül etmek zorundayız. Üç yıl sonunda kulübün borçları 200 milyon dolara, başkana olan borçlar da 60 milyon dolara ulaşır. Yeni gelecek yönetime de konkordato ilan etmek düşer. Allah beterinden saklasın diyeceğim ama daha beteri nasıl olur bilmiyorum.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here