Reklamcılar, reklamverenler ve medya, Türkiye’deki reklam pastasını büyütmek için olağanüstü çaba gösteriyorlar. Özellikle hedefledikleri kitle ise Kobiler. Küçük ve orta ölçekli işletmelere reklamın faydaları anlatarak, reklam yapmaya teşvik ediyorlar. Tüm bunlara hiç bir itirazım yok.
Ancak, hayatında hiç reklam yapmamış bir firmayı reklama özendirmek mi kolay, yoksa reklamın faydasını hissetmiş, fakat detaylı bilgi sahibi olmadığından şimdilik çekimser duran firmaları ikna mı etmek kolaydır ? Elbette ikincisi daha kolaydır.
Son yıllarda TV sponsorluk faaliyetleri gittikçe büyümekte ve önem kazanmakta. Yılın ilk üç ayında TV’de toplam 29,312 dakika uzunluğunda sponsorluk tanıtım filmleri izledik. Aynı dönemde yayınlanan reklamların uzunluğu ise 241,959 dakika. Yani toplam reklam süresinin %12’si uzunluğunda da sponsorluk tanıtım filmleri izlemişiz. Bu oran hiç te azımsanacak bir oran değil.
Bileşim reklam harcama ölçümlerine göre sponsorluk faaliyetleri yedi değişik başlık altında toplanmış. Bunlardan , “ana sponsorluk”, “program sponsorluğu”ve “tanıtım sponsorluğu” başlığı altında toplanan sponsorluk türleri genellikle büyük reklamverenlerin tercih ettiği bir faaliyet. Buna karşın, “hediye sponsorluğu”, “jenerik sponsorluğu” ve “ alt sponsorluk” başlığı altında faaliyet gösteren firmalar ise KOBi tanımına giren orta ve küçük ölçekli firmalar.
Bu Kobiler, tanıtımın öneminin farkına varmış firmalardır. Şimdilik sponsorluk faaliyetlerinde bulunarak, kendi tanıtımlarını yapmanın ilk adımlarını atmış bulunuyorlar. Kobiler içinde bu firmalar, reklam yapmaya en kolay ikna edilebilecek firmalardır. Yeter ki, mevcut sponsorluk faaliyetlerinden biraz verim alabilsinler. Dolayısıyla reklamın reklamını yapacağınız firmaları uzakta aramanıza gerek yok. Onları zaten her akşam TV’de izliyoruz.
Ancak bu firmaları kazanalım derken kaybetme riski de var. Bu firmalar mevcut sponsorluk faaliyetlerinden umduklarını bulamazlarsa tanıtımın önemine karşı tüm güvenlerini yitirebilirler. Dolayısıyla medya ve program yapımcıları, reklamda olduğu gibi sponsorlukta da “kirlilik” yaratmadan, bu firmaların önünü açmak zorundalar. Tüm yapım masraflarını bedavaya getireyim diye öğlen yemeğinde pide yollayan firmayı da sponsor kabul edip, jenerikte ismini hızlı bir şekilde geçirirseniz, o jenerikte yer alıp, kendini tanıtmak isteyen diğer firmaları kaçırırsınız. Diğer bir deyişle, çocuk ölü doğar.
