Vurun Ailton’a

0
389

SL 3. Hafta G. Birliği 0 : 2 Beşiktaş 20.08.2005

Beşiktaş- Gençlerbirliği maçı ile ilgili çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Beşiktaş’ın oynadığı futbolun bana keyif verdiğini ve şampiyonluğun en önemli adayı olarak gördüğümü söylemem yeterli sanırım.

Bu maçla ilgili sedece Ailton’un maçı terk ederken yaptığı tepki hakkında yorum yapmak istiyorum : Ailton oyundan alınırken aşıraya kaçmadan memnuniyetsizliğini belli eden hareketlerde bulundu. Ben bu tepkiyi çok doğal karşıladım. Çünkü gol attıktan sonra her futbolcunun kendine olan güveni artar. Daha fazla gol atacağım arzusuyla oyuna asılır. Ama bu futbolcuyu golünü attıktan tam 6 dakika sonra oyundan alırsanız bu karardan memnun olmaz ve her futbolcu gibi  tepki gösterir.

Beşiktaş’a sempati duymayan basın mensupları bu tepkiyi öyle büyüttüler ki neredeyse adamı idam edeceklerdi. Allahtan Beşiktaşlı yöneticiler ve Rıza Çalımbay bu oyuna gelmeyerek bir yandan futbolcularına sahip çıkarken bir yandan da ortamı yumuşattılar. Bu konuda beni üzen şey Beşiktaş’lı basın mensuplarının da bu oyuna gelip Ailton’a saldırmaları oldu. Çalıştıkları kurumların arşivlerine bakarlarsa geçmişte oyundan alınırken kulübeye formasını fırlatanından tutun da, kulübeye tükürenine kadar bir çok futbolcu izlediğimiz göreceklerdir. Bunlardan hangisine tepki gösterdiler de şimdi Ailton’a tepki gösteriyorlar ? Ülkemizde henüz ikinci maçına çıkan bir futbolcuya biraz daha toleranslı olmamız gerekir diye düşünüyorum.

NOBRE VE AURELİO’YA DİKKAT

Nobre’yi iki sezondur dikkatle izliyorum. Rakip ceza sahasına yaklaştığında mutlaka kendini yere bırakıyor. Devamlı hakemleri aldatmaya çalışıyor. Bir çok hakemi de aldatıyor. Rize maçında da bu alışkanlığını devam ettirdi. Bir basketbolcu gibi eliyle önüne aldığı topu gol yaptı ve Metin Tokat’a ve yardımcı hakeme bu sahtekarlığını yutturdu. Üstelik maçtan sonra da kameralara yalan konuşmakta bir sakınca görmedi.

Halbuki, “maçın heyecanı ile elle aldım” dese ve özür dilese olay kapanacak. Ama o yaptığı sahtekarlığı bir de yalanla perçinledi.

Metin Tokat bütün maç boyunca oyunu uzaktan izlemekle yetindiğinden pozisyonu süzemedi ama yan hakemin bu pozisyonu çözememesine ne demeli?

Aurelio ve Nobre ayrıca çok gaddarca fauller yapıyorlar. Rakiplerini birer meslektaş değil de birer düşman olarak görüyorlar. Nobre markajdan kurtulamadığı zaman hemen dirseklerini kullanmaya başlıyor. Hava topunu çıkarken markaj yapan rakibinin yüzüne dirseğini ustaca patlatıyor. Rize defansındaki Bashir’e,  Metin Tokat’ın gözü önünde öyle bir dirsek attı ki içim cız etti. Ama  nedense Metin Tokat bu dirseği de göremedi.

Aurelio da Fenerbahçe’ye geldiğinden beri çok “ince” fauller yapmaya başladı. Doğrudan rakip oyuncunun bileğine tekme atıyor. Birgün birilerini fena halde sakatlayacak. Bu kadar sinsice ve gaddarca tekme atan bir oyuncuya bu sahalarda çok nadir rastladım. Geçtiğimiz yıllarda Zago’yu hakemlere hedef gösteren yorumcularımız Aurelio ve Nobre’yi henüz fark edemediler sanırım(!)


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here