Kahraman Hakem,  Zavallı Del Bosque 

0
2722

Süper Lig             7. Hafta                Beşiktaş 2 : 3 Ankaraspor              25.09.2004

Beşiktaş-Ankara B.B. Spor maçının futbol kalitesi hakkında yazacak çok fazla bir şey bulamıyorum. Her iki takım da son derece kötü futbol oynadılar. Bakmayın spor yazarlarının Ankara takımı hakkında düzdükleri övgülere. Beşiktaş yenildi ya, rakip takımı göklere çıkarttılar hemen. Oysa her iki takım da “gol yemeyeyim, atarsam ne âlâ” düşüncesi ile sahaya çıkmışlardı.

Maçta futbol kalitesi olmayınca, ben de maçın kaderine etki eden kişileri yazmaya karar verdim. Maçın kaderini tayin eden kişilerin başında Del Bosque vardı. Geldiği günden beri yazıp çiziyoruz, Sergen orta saha oyuncusudur, santrafor oynayamaz, diye. Ama Sayın Del Bosque bu inadında ısrar ediyor. Pancu gibi santraforu yanında oturt, Veysel’i kadroya alma, Sergen ve Carew gibi iki ağır oyuncuyla ileri ikiliyi oluştur. Bu bileşimin tutmadığını görmek için kaç hafta daha geçmesi gerekiyor acaba?

Maçın 66. dakikasında 10 kişi kalıyorsun, skor 2-1 lehine diye kalan dakikaları santraforsuz oynatıyorsun. Kalan 22 dakika boyunca savunma yaparak gol yememenin garantisi mi var? Futbol gol atarak kazanılır, gol yemeyerek değil. Ayrıca gol yememek üzerine taktik yapıyorsan, kalan dakikalarda topu daha çok kullanan taraf olmalısın. Topu ayağında tutup, oyunu çevirecek oyuncu ise Sergen. Bu oyuncuyu dışarı alıyorsan yerine koysana Tümer’i. Bence maçın skoruna etki eden kişilerin başında Del Besque gelmektedir.

Maçın kaderini tayin eden ikinci kişi ise Tayfun’dur. Avrupa’da top oynamış bir futbolcu rakibinin yüzüne tükürüp takımını 10 kişi bırakırsa ağır bir günahın altına girmiş olur. Bu günahın bedelini ödemek de o kadar kolay değildir. Hiçbir mazereti olamaz. Bu arada hakemlere de bir uyarım var; Bu İsmail Güldüren isimli çocuğa dikkat edin. Nedense hep bu çocuğun yüzüne tükürülüyor. Nouma’ya da aynı şeyi yapmıştı. Hiç kimsenin yüzüne tükürülmesini hoş göremeyiz ama Nasrettin Hoca’nın deyimiyle hırsızın hiç mi kabahati yok?

Maçın kaderini değiştiren diğer kişiler ise Ankara takımından Tita, Jaba, Wederson ve Saffet’ti. Bu oyuncular top oynamaktan çok, rakibi tahrik etmek için sahaya çıkmışlardı. Başarılı da oldular. Ben bir Beşiktaşlı olarak Samet Aybaba’dan bu oyuncuları fairplay çerçevesinde oynamaları yönünde uyarmasını beklerdim. Samet maç sonrası verdiği demeçte kendisine yönelik tepkilere, “Beni Çarşı grubu istemiyor. Beşiktaş çarşısında balıkçı dükkânı mı açayım?” diye cevaplıyor. Bak Samet kardeş, geçen sene Beşiktaş Şifo Mehmet, Rıza ve Ziya Hocaların takımlarına da puan kaybetti. Hem de şampiyonluğa giderken. Bu arkadaşların hiçbiri Beşiktaş seyircisinden tepki görmedi. Ayrıca hiçbirinin de Beşiktaş çarşısında balıkçı dükkânı yok. Bir düşün bakalım seyirci sana neden tepki gösteriyor.

Maçın diğer kader adamı ise hiç kuşkusuz hakem Metin Aydoğan idi. Gösterdiği 8 sarı ve bir kırmızı kart Beşiktaşlı futbolcuların gardını düşürdü. Son 20 dakika Beşiktaşlı futbolcular kırmızı kart korkusu ile hiçbir topa ayak bile koyamadılar. Bu hakemi daha önce hiç izlemedim. Süper Lig’e yeni geldiğini tahmin ediyorum. Zaten Süper Lig’e her yeni çıkan hakemi, rüştünü ispat etsin diye önce büyük takımlardan Beşiktaş’ın maçlarına veriyorlar. Bu hakemler de kahraman olmak için hemen kartlarına sarılıyorlar. Nasıl olsa televizyonlardaki hakem eskilerinden de destekleri var. Her kararlarını onaylayıp alkış tutacaklar. Bu hakem eskileri ekranda gözümüzün içine baka baka Ankara’nın 3. golünü ofsayt açısından “temiz” ilan ettiler. Ben maçı çıplak gözle izledim ve en az 2 metre ofsaytı gördüm, onlar görünmeyen ekranlardan ofsayt olmadığını söylediler. Pes doğrusu! Bu arada bir de Beşiktaş’ın verilmeyen penaltısı var. Bu penaltı verilse oyunun kaderi değişecek, ama sayın hakemimiz pozisyona devam diyerek maçın kaderini bir kez daha değiştirdi. Artık gözüm Metin Aydoğan’ın üstünde olacak. Bundan sonra yöneteceği her maçta çaldığı ve çalmadığı düdükleri hep bu maçla kıyaslayacağım. Aynı Cem Papila’ya yaptığım gibi.

Peki, tüm bunlara rağmen Beşiktaş çok mu iyi oynadı diyeceksiniz. Hayır, hiç de iyi oynamadı. Ama bazen futbolda şans da lazımdır. Örnek; FB-Gençlerbirliği maçı. Fenerbahçe çok mu iyi oynadı da 3 puanı kazandı. O maçta da Cem Papila maçın kaderini tayin eden adamdı. Van Hoijdonk’un rakibe attığı tokada kart gösterme, sadece faul ver, Serkan’ın havada topa smaç yapmasına sarı kart gösterme, sonra da arkadan çekmesini pas geç, ikinci sarı karttan atma ve sonra da temiz bir maç yönetmiş ol. Yok öyle şey; biz hâlen geçen seneki Samsun maçını hatırlıyoruz. O maçta kırmızı kart gösterdiğin Beşiktaşlı futbolcuların hangisi Van Hoijdonk gibi rakibe tokat attı? Serkan’a gösteremediğin sarı kartı Beşiktaşlı futbolculara hiç çekinmeden göstermiştin ama. Yirmi milyon Beşiktaşlının iki eli her iki dünyada da yakanda olacak Cem Papila! Beşiktaş taraftarı, Metin Aydoğan hakkındaki kararını da bundan sonraki maçlarını izleyerek verecek. Beşiktaşlı oyunculara gösterdiği kartları FB’li ve GS’li futbolculara da gösterebildiği an onu baş tacı edeceklerdir. Ama o da Cem Papila gibi eyyam yaparsa onu da hiç unutmayacaklardır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here